- Çok enteresan bir kuşak olduğumuzu düşünüyorum. Benim yaşımdaki herkesin, 50 yıl içinde ülkede yaşadıklarına bakıyorum da, hangi ülkede gündem bu kadar değişmiştir? Bu kadar inişli çıkışlı siyasi malzeme vardır? Hiçbir ülke vatandaşı bunu yaşamamıştır. Her şeye o kadar hazırlıklıyız ki, uzaylılar gelse şaşırmayacağız. "Aaa zaten bekliyorduk," diyeceğiz. Buna sevinmeli miyiz, üzülmeli miyiz bilmiyorum. Hayat böyle bir şey değil ama... İsveç'te, Norveç'te bunların ne kadarı yaşanmıştır? Onlar rutin bir biçimde yaşayıp gidiyor. Adamlar belki dışişleri bakanlarının ismini bile bilmiyordur. İlgilenmemiştir, gerek duymamıştır. Biz millet olarak siyasetin göbeğinde olmak zorunda hissediyoruz.
- Biz siyaset konuşmayı da seviyoruz toplum olarak...
- Çünkü yapmayı sevmiyoruz. Sadece konuşuyoruz. Bir mücadele ver, gel şunun ucundan tut desen gelecek kimse bulamazsın. Ama yaz şunu Twitter'a desen herkes orda. Sosyal medya silahşörleri olmak için ne kadar çok insan bekliyormuş. Ne kadar çok kendini ifade etmeye çalışan insan varmış. Bir araya gelin hadi, bir şey konuşalım, o da yok. O zaman niye oturduğun yerden konuşuyorsun. Bir de tuhaf bir şekilde gelişmiş başka bir duygu var, ona da sinir oluyorum; bilgileri yok fikirleri var. Önce bir bilgi sahibi ol kardeşim. Bizim ülkemizin genelde refleksi önce bir kafa atayım tarzında. Ulan kafa attın da niye attın? Sonra "Aaa özür dilerim..." Sıkıntı buradan kaynaklanıyor. Dünyanın her yerine dair bilgimiz var. Kendimden örnek vermek gerekirse; geçenlerde Yunanlı bir işadamı geldi. Tesadüf konuştuk, adam bana "Yunanistan'ı dışardan nasıl görüyorsun?" diye sordu. Ben Yunanistan tahlili yaptım adama. Şaşırdı kaldı. Ben niye böyle bir bilgiye sahibim onu da bilmiyorum. Demek ki zorunluluk hissediyoruz. Oysa ki bana ne di mi?
- Nasıl görüyorsunuz dünyanın gidişatını?
- Dünyanın geldiği son noktada tuhaf bir şey hissediyorum. Galiba biz ölmeden çok önemli bir kırılma yaşayacağız dünyaya dair. Bu kırılma insanların hayatını çok enteresan bir şekilde etkileyecek. Çünkü her şey bitti, insanların bilinç düzeyinin şu ana kadar taşıdığı, dünyayı getirdiği nokta sırtını duvara dayadı. Bundan sonra çok önemli bir kırılma yaşayacağız ama ne olduğunu bilmiyorum ve o kırılmadan sonra dünya düzeni tekrar oturacak.