Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
RÖPORTAJ
Oktay Kaynarca: Komiğimdir hatta ben!

O DÜNYAYI İYİ TANIYORUM

- Niye acaba?

- O dünyayı iyi tanıyorum. İyi oyunculara bakın, mutlaka geçmişleri fazla engebelidir, bir yerlere dokunmuşlardır, bilirler hayatı. Çok insan biriktirmiştir, birçok insanı gözlemiştir onlar. Bilirler o insanları. Heybelerine attıklarının içinden bir insan yaratırlar ve gerçekçi olur. Sanırım benim sırrım bu.

- Basından bildiğimiz kadarıyla çok geniş bir çevreniz var, bunu mu kastediyorsunuz?

- Birçok insanla masaya oturdum. Tanımadığım insan sayısı azdır açıkcası. Milletvekili de, bakan da, işçi emeklisi de tanırım. Toplumun her kesiminden insana dokunmayı seviyorum. Onların benimle bir şey paylaşıyor olması, benim de onlarla bir şeyler paylaşıyor olmam tamamen eş dost ilişkisi. Oyuncu olarak da ilgimi çekiyorlar. Sokakta kağıt toplayan bir çocuk da değerli o anlamda. Zenginliğim o zaten. Onlara sadece bu gözle bakmıyorum elbette, dostluklarım da var. Telefonu kaldırdığımda ulaşamayacağım kimse yok. Bu büyük zenginlik. Ve insana güven veriyor.

- Güçlü bir adam olarak hissediyor musunuz kendinizi?

- İnsanın dostlarının olması güçlü hissettirir. Asıl gücü kendi içinizden almalısınız ama... O iç güç de karşı tarafa geçmeli ki, o güvenle masaya oturun.

KOMİĞİMDİR HATTA BEN!

- Siz nasıl birisiniz? Karşınızda ceket düğmeleri iliklenir mi?

- Normal bir adamım. Fazla açık sözlü biriyim. Çok paldır küldür konuşurum. Ve bunun ceremesini de çok çektik... Önümde biri düğmesini iliklemeye kalkışırsa, o kişinin sırtına vururum şefkatle. Normal bir vatandaş olduğumu hatırlatırım.

- Rol bile olsa böyle adamları oynamak bir hal getiriyor mu insanın üstüne?

- Hayır getirmemeli... Bu algıyla ilgili zamanında çok uğraştım. Rahmetli Duygu Asena bile arabasını değnekçilere vermiş ve sıkıntı yaşamış. Bir yazısında bu durumun suçunu bile benim üzerime atmıştı. Değnekçiler bana özeniyormuş! Bunun acısını çok çektim; öyle oturuyor, öyle kalkıyor, öyle davranıyor gibi çok eleştiri aldım... Oysa öyle değildi. Masada oturup gırgır yapmayı çok severim. Aklıma eseni yaparım. Komiğimdir hatta ben! Benden ziyade insanların etkilenmesinden kaynaklanan bir şey bu. Ama hiçbir zaman cıvık bir adam profilim de olmadı hayatta.

- Tutup da sokak ortasında dans etmem diyorsunuz yani...

- Yurtdışında yaparım. Bunun da bir örneğini yaşadık, Almanya'da bir yere girdik. Güzel bir diskoydu, çok şımardık ve eğlendik. "Ohh" dedik, kimse görmeden eğlendik. Sonra çıkışta sağlı sollu takım elbiseli adamlar sıraya dizilmiş. Biri çıktı, "Oktay bey sizi ağırlamaktan çok mutlu olduk" dedi. Diskonun güvenliğinin tamamı Türkmüş (gülüyor)...

- Türkiye bir baskı yaratıyor mu üzerinizde?

- Doğal olarak. İnsanların gözünün önündesiniz burada. Zil zurna sarhoş olup sokaklarda gezemezsiniz, bir sorumluluğunuz var. Zaten bu tarz bir hayatım olmadığı gibi otokontrolü hayatıma geçiriyorum.

 

- Çok eğlenmek istediğinizde ne yapıyorsunuz?

- Gidip türkü dinliyorum. Orada kafamı dağıtıyorum. Bizim memleketimizde dans edelim kültürü yok zaten. İnsanlar eğlenmeye giderler, bir kenara dikilip birbirlerini keserler. Benim de dans edesim yok açıkcası... Konservatuvarda bile başıma belaydı bu dans...

1 2 3 4 5 6 7
YORUMLAR



DİĞER RÖPORTAJLAR