Çınar sabah sporuna alışmış bünyesini dizginleyebilmek için çıktığı koşudan dönünce ahırdan sesler duyuyor ve bakmak için ahıra giriyor. İnek sağmaktan ve yaylalarda koşmaktan başka bir hayatı olmayan Habibe bu girişi adeta Feriştah Yenge olarak izliyor. Çınar’ın edeleli vicudu kapıda beliriyor, bir insan ancak bu kadar kapıda belirebilirdi. Habibe harikalar diyarında fink atarken Yeşim olaya müdahale etti tabii ama sütleri devirmekten de geri kalmadı. Her ne kadar yanlışlıkla olsa da… Çınar’ın kendisine olan sevgisinden birazcık şüphelendi. Aşklarında bir sınav da bu şekilde verildi. Çınar, Yeşim’i özellikle Habibe’yle uzaktan yakından bir ilgisi olmadığı için daha çok çekici buluyor ve seviyordu. Çınar onu kucağına aldığında prenseslerin tahtına kurulduğu gibi kuruldu yerine. Habibe’ye göstere göstere sarıldı sevgilisine. “O benim, o kapılı, git buradan! ” der gibi! Aferin Yeşim! Sahiplenen kız tutuşu budur, yürü!