Yeni bölümü izlerken aklımda hep aynı soru dönüp duruyordu. “Ne olacak bu dizinin reytingleri?” diye. Perşembe günü Güneşin Kızları çekişmesi son bulduğundan beri İnadına Aşk’ın günüydü. Kurtlar Vadisi’nin başlaması ile sıralamada geriye düşmesi kaçınılmaz oldu Total’de . Fakat buna rağmen oranlardaki artış gözümden kaçmadı, AB’ye göz kırpmak bunu gerektirir. Kendimi bildim bileli var olan bir diziye karşı bu kadar ayakta kalmak bile büyük başarı vallahi! Ölçümlü oranlı muhabbeti bir kenara bırakacak olursak dün akşam yine çok keyifli bir bölüm izledik!
On ikinci bölümümüzün adı Yayla Meselesi’ydi ve başlangıcında Karadeniz manzaraları vardı bol bol! Bu bölüme özel, geçişlerde dağ, yayla, Uzungöl manzaraları kullanılması da dikkatimi gıdıkladı. Genellikle dizilerde belli başlı geçiş görüntüleri olur ve dizi final verene kadar da değişmez. Bu klişeyi atlatmış olmalarına benim kadar sevinmiş olan yoktur sanırım. Girizgâhı yine çok uzattım hemen bölüm eyyorlamasına geçiyorum.
Zıpzıp Osman ve Satır Celal dünür olmuştu bir önceki bölüm hatırlarsanız, bu nedenle Araslar ve Barutçular kendilerini yeşilliklerle bezenmiş Karadeniz yollarında buldular. Tabii Defne’nin bundan haberi yoktu. Ezgi ise bir önceki bölümde Deniz’le yaptığı tangonun etkisinden sıyrılamamıştı bir türlü, Çınar zaten çılgın âşıktı, Defne ardında bıraktığı –bıraktığını sandığı- sevdiceğini özlediği çaktırmamak birazcık da kendi doğal ortamına döndüğünden yine bıcır bıcır konuşuyordu, Leyla ve Toprak desen adım adım çekiliyordu birbirlerine. Kısacası Barutçular artı Aksoylar için kavak yelleri esiyordu. Hepsi ayrı bir âşıktı!