Ece Uslu ile Karagül setindeki son günümde tanıştım. Çok nazik, çok hanımefendiymiş. Bacağındaki ağrı yüzünden ayağının üstüne basamadığı için koltuk değnekleri vardı. Makyaj odasında başladığımız sohbetimizi konağın karşısındaki küçük kafede devam ettirdik. Televizyonda seyrederken de çok hoş görünüyor kendisi ama yakından görünce edasıyla olsun, havasıyla olsun, daha bir başkaymış. Ekranda seyrettiğim kadın oyuncular arasında ses tonunu çok beğendiklerim arasındadır Ece Uslu. Düzgün Türkçesi ve karizmatik sesiyle konuştukça algınızda oynamalar yapabiliyor. Etkileyici hitabeti olan insanlarla konuşurken ağzı açık ayran budalası gibi olur ya insan, öyle bir etkisi var resmen. Yalnız sesiyle ilgili düşüncelerimi konuşurken hiç söylemedim kendisine, okurken şaşırıp güzel güzel gülümseyecektir eminim. Tanışmadan önce, soğuk bir havası var diye düşünürdüm; dünya tatlısı ve sevgi dolu bir insanla karşılaşmak çok güzeldi benim için. Şahsen tanışmasak da Ekranella’daki ÖzetliYorumlarımdan dolayı beni gıyaben tanıdığını biliyordum. Bu yüzden belki de sohbet ederken kendimi hiç yabancı hissetmedim. Çok sağolsun hissettirmedi de zaten. Görür görmez “Papatyaaa,” diyerek sarıldı, yahu. Çok içten, çok sevecen bir kadın. Sevenlerine hissettirdiği de bu olsa gerek. Gülünce gözlerinin içi gülen, yapmacık veya laf olsun diye konuşmayan, karşısındaki insanla konuşurken göz kontağını hiç kaybetmeden konuşmaya dikkat eden zarif bir insan. Yüzü gibi kalbi de güzel bir kadın. Ekstra bir şey yapmadan sadece konuşurken, gözlerinizin içine bakarak sizi dinlemesine falan takılıyor ve hooppp seviveriyorsunuz. Sohbet etmek ayrıcalıktı benim için.