Nihan’ın yakın çevresi Defne, İsmail ve eşi Serdar. Sette de böyle mi? Şans sonuçta, beraber çalıştığın insanlarla iyi anlaşmak çok önemli. Senin için çok özel, iyi ki onu tanıdım dediğin insanlar kimler?
Herkes için iyi ki onu tanımışım diyebilirim. Hikmet Körmükçü gibi bir ustayla çalışıyorum mesela, çok güzel bir deneyim. Elçin de Osman (Akça) da Kerem (Fırtına) de beraber çok eğlendiğim, set arasında da dışarıda da görüştüğüm, görüşebileceğim insanlar. Elçin bana göre çok daha yoğun çalışıyor, maalesef dışarıda çok vakit geçirebiliyoruz diyemem. Ama Osman ya, Osman benim partnerim. Cuma günleri ekip olarak topluca dizi izleyemiyoruz mesela, o gün dahi çekim devam edebiliyor. Osman’la oturup diziyi izliyoruz ara ara. Bana da çok yardımcı oluyor. İlk başlarda set diline, tekniğe çok hakim olmadığım için durup “Ne yapacağım şimdi?” dediğim zamanlar oldu. Osman o konuda bana hep akıl verdi. Bilardoyu ondan, Kerem’den öğrendim bilmiyordum. İnternetten nasıl tutulur, nasıl atılır video izledim öyle düşünün. Onun dışında da zaten ekip olarak çok eğlendiğimiz belli diye düşünüyorum. Bizde kimsenin egosu yok, kimse soğuk davranmaz bir başkasına. Bazen komik bir video izleriz, repliklerin arasına sıkıştırır çok güleriz. Hatta “Elçin bak bunu söylesene, çok komik olur,” dediğim yerler olur, birbirimize de paslarız. Onlar da aynı şekilde bana, diğer arkadaşlarımıza fikir verirler. Herkes çok tatlı, ilk başta “Çok güzel enerji, bunu seyirci de görür umarım,” dediğim şeyi geçirebildik bence zaten.
Senin de merak ettiğin şeyler var mı diziyle ilgili?
Şu Defne’yle Ömer’in hali ne olacak ya? Bize senaryo geliyor, çevire çevire okuyorum ne olmuş ne olmuş diye. İnanın ben de bilmiyorum yani neler olacağını. Bir de tabii kendi karakterimin, Nihan’ın akıbetini de merak ediyorum. Mesela Serdar’la bebekleri olacak mı, evlilikleri nasıl devam edecek merak ediyorum bunları. Ama yani hakikaten, ne olacak Defne’yle Ömer’in hali? Ben, Sanem olarak gider konuşurdum Ömer’le, tabii eğer iyi bir şeye hizmet edecekse. Nihan da gitsin konuşsun istiyorum ama bilmiyoruz tabii ki. Gidip kendi kendime mi konuşsam ne yapsam?
Hepimizin bayıla bayıla izlediği sahneler var tabii ki, bir sahneyi bıkmadan defalarca izleyebiliyoruz. Peki senin izlerken en çok beğendiğin üç sahne neydi? Bir de favori karakterini merak ettim.
Ömer’in mahalleye geldiği, top sektirerek girdiği sahne çok güzeldi. Nihan arkadan “Neden ayakkabı?” diyor ya, o kadar gerçek ki o. Zaten Ömer’i görünce tutuluyor Nihan, böyle gerçek hayatta karşılaşabileceğimiz durumları göstermemiz lazım. Geçenlerde neden Serdar İz’e öyle baktı diye tepki vermişler mesela, şaşırdım. Nihan durup azarlamasaydı olmazdı belki ama bunu gerçekte de yaşayabiliyoruz zaten. Kaldı ki Leyla (Lydia Tuğutlu) aşırı güzel bir kadın, çok beğeniyorum. O çekirdek yiyip kapı önünde sohbet etme sahnesini çok sevmiştim yani. 30. bölümde Defne ve Nihan’ın birbirine girdiği sahneyi çekmek de çok güzeldi, izlemek de. Biz Elçin’le kendimizden geçtik, o benim saçımı çekiyor ben ona sataşıyorum falan. Çok komikti, eğlenceliydi. İsmail Nihan’ı kenara çekip Defne’nin annesini, özel durumunu anlatıyor ama Nihan tekrar sataşılınca kendini tutamayıp tekrar saldırıyor mesela. Nihan sırf annesi gitti diye üzülüp arkadaş olsaydı sevmezdik biz o dostluğu, onların arkadaşlığı vicdan ilişkisine dayanmadı. Üçüncüsü de benim en sevdiğim olay, bütün mahallenin bana aşık olması☺ Kapıdan bir çıkıyorum İsmail gelmiş, bir çıkıyorum Serdar gelmiş. Biri “Bir günden bir güne seni soldurmam,” diyor, biri “Ben senin böreğini sevmiyorum aslında,” diye giriyor. İçinde olduğum ve en sevdiğim sahneler bunlar. Bu arada favori karakterim Koriş galiba. Koray öyle bir karakter ki, Onur onun içini öyle güzel doldurmuş, Meriç Acemi öyle güzel yazmış ki bambaşka bir enerjisi var. Zaten Onur rockstar gibi yürüyor yolda, sevenleri o kadar çok ki. Hak ediyor da, ben de tanımasam yolda durdurabilirdim. Çok da mütevazidir, teşekkür ederken utanır.
Mutlaka diziye başlamanla beraber değişen şeyler vardır. Kariyerin tamamen değişti zaten ama sosyal hayatında da değişikliklerin olmaması imkansız. Neler geliyor aklına?
Ortaokuldan, liseden, hatta ilkokuldan senelerdir görüşmediğim arkadaşlarım özlemeye başladı beni☺ Oluyor ama böyle şeyler, kaçınılmaz. İlişkimde, ki zaten beş senelik ve çok mutlu olduğum bir ilişki, yakın arkadaş çevremde, ailemde bir değişiklik olmadı. Onlar çok yorum da yapmaz mesela, yanlış gördükleri şeyler varsa söylerler sadece. Oturup uzun uzun konuşmayız Kiralık Aşk’ı, Nihan’ı. Ama dışarıya çıktığımda tabii ki aldığım tepkiler var. Eğer biri gelip nazikçe, gizli gizli çekmeye çalışmadan, ya da bodoslama girmeden tanışmak istiyorsa, fotoğraf çektirmek istiyorsa bu bizim hoşumuza bile gidiyor. Sonuçta bir ay önce yolda kimse seni durdurmazken bir ay sonra insanlar öyle güzel şeyler söylüyor ki mutlu oluyorsun. Çok hoş bir şey, çok tatlı insanlarla karşılaşıyorum, karşılaşıyoruz ve duyduklarımızla gördüklerimizle bu işin en zevkli taraflarından birini yaşıyoruz.
Aşırı tepkiler, komik olaylar yaşandı mı peki?
Yaşanmaz olur mu! Bir gün markete gittim, ev halimleyim alışveriş falan yapıyorum. Teyzenin biri beni durdurdu, “Sen n’apıyorsun!” diye çıkıştı bana. Olduğum yerde kaldım, “Alışveriş yapıyorum?” falan diyorum ama korktum yani bir şey mi yaptım diye. “Sana o İsmail gelmiş, güzel güzel anlatmış aşkını. Kaç senedir seviyor o çocuk seni. Ama sen anlar mısın? Serdar sana nasıl davranıyor, sen o çocuğu seçtin. Aferin sana, çok vurursun kafanı duvarlara. Bak burada beni unutma, bir ablam vardı söylemişti de. 25 sene sonra görürüm ben seni. Aklın varsa hemen bırak onu,” dedi. Ben zaten hiç anlatmaya çalışmadım ama o dizi teyzecim falan diye. Tamam öyle yapayım dedim gittim. Neler neler oluyor, hepimize geliyor böyle şeyler.