Hadi oyunculuktan girdik artık, Kiralık Aşk'la devam edelim. Çok merak ediyoruz, nasıl gelişti süreç?
Bu çok uzun bir hikaye, özet geçerek anlatıyorum. Mesela 88'in Eylül'ünde doğdum.
Yok hayır lütfen, Cumhuriyet'in İlanı'na gidelim.
Üniversitede öğrenciyken, belediye tiyatrosunda da aynı zamanda eğitim alıyordum dediğim gibi. O sırada Mor Menekşeler diye bir dizi çekilmeye başlandı, Eskişehir'de. Serdar Akar yönetmenliğini yapıyordu. Bir yandan Ankara'da Behzat Ç.'yi çekiyordu, bir yandan Eskişehir'de Mor Menekşeler'i. Ben oraya diyaloglu figürasyon için gittim, iki bölümlük bir rolüm vardı. Serdar hoca o zaman beni çok beğendi, "Ben senaristle konuşup bu rolü bir karaktere çevirtsem oynayabilir misin?" dedi, oynarım dedim ben de. Daha ne isteyeyim! Kadroda Güven Kıraç, Zafer Algöz, Erdal Özyağcılar of of of. O ekipte beni beğendikçe bir özgüven de aşılamaya başladılar. "Sen yeteneklisin, ekrana da gidiyorsun, bak herkes ekrana gitmez. Bak sende bu da var, buradan devam et," dediklerinde mutlu oldum tabii ki, dizilerde iş aramaya başladım.
Bundan sonraki süreçte de tamamen senin başvurularınla ilerledi yani?
Benim ama çok acayip bir hikayem var. Senelerce başvurdum, hiç olmadı. Audition'a girip seçilmediğim oldu. Kurt Seyit ve Şura'ya bayağı başvurdum mesela. Sen şimdi "Bayağı başvurmak ne?" diyeceksin tabii.
Seyit’e de mi başvurdun, başvuruyu geri çekip çekip bir daha mı attın?
Al işte biliyorum. Üç role başvurdum ben orada. Güzide'ye başvurdum, şaka yapmıyorum. Bir de evdeki hizmetçi kızla balerin kız için. Hiç olmadı yani. Audition'ı geçip, yönetmen görüşmesinde olmadığı oldu. Audition'ı geçtim, yönetmen görüşmesini geçtim, sona iki kişi kaldı, öteki seçildi. Audition'ı geçtim, yönetmen görüşmesini geçtim, sona iki kişi kaldı, ben seçildim ama proje iptal oldu. Dizi komple iptal oldu, o da oldu.
Hayal kırıklığı yarattı tabii bunlar.
Yaratıyor. Diyorum ya her şey tamam, proje iptal oluyor. İki sene boyunca bir türlü istediğim gibi gitmeyince umutsuzluğa düştüm tabii. Tam tamamen umudum bitti derken Kiralık Aşk'tan beni aradılar. Bir audition çeker misiniz dediler ben de çekerim dedim ama o kadar vazgeçmişim ki. Daha önce gönderdiğim videolara bakıyorum, 57 tane 57! 57 role başvurmuşum. Hiçbiri olmayınca da ne dersin ki, "Benden olmuyor herhalde" diye düşündüm. Ya yeteneksizim, ya güzel gözükmüyorum ama bir şey var. Ben sigortalı, Multinet’li iş aradım ciddi ciddi.
Gerçekten bırakmayı düşünüyordun yani oyunculuğu?
Tam düşündüğüm anda Kiralık Aşk oldu. Yoksa ben İşletme'den KPSS'ye falan giriyordum. Neyse audition'ı gönderdim, hem de Onur Büyüktopçu'ya. Cast direktörümüz o zaten biliyorsunuz. Benim de tam üstüne dedem vefat etti. Cenazeye gittim, Onur beni arıyor. Benden ikinci audition'ı istiyorlar ama "Benim dedem öldü, mezarlıktayım ben," diyorum. Gözlerim mözlerim, perişanım. İnternet çekmiyor, mahvoldum yani. Hani buna da diyorum ki artık "olacak gibi oldu, bunda da kadere bak". Ama beğendiler. Vallahi beğendiler. Aradılar, "Müge Hanım, yapımcımız, sizinle görüşmek istiyor," dediler.
Hangi sahne için çekmiştin bu arada?
İlk bölüm, Serdar dayak yemiş. Serdar, Defne, Nihan verandada. Nihan Serdar'a üzülüyor, "kıyamam ne hale getirmişler" diyor. Ben de "Ben sana menemen getireyim mi sen seversin," diyorum. Sen hatırlarsın (Dilara'ya söylüyor).
Allah Allaaaah ben başka dizi mi izliyorum?
Hayır arkadaşım sen onun kadar fan değilsin, caps yap sen. Neyse sonrasında ben görüşmeye gidiyorum. Diyorum ki tanışırız, bana bir şey oynatır, beğenirse oturup konuşuruz, o da olursa anlaşırız ama o kadar umut etmiyorum ki artık. Ben gittim, Allah'ım Müge Hanım (Müge Turalı Pak), dünyanın en tatlısıdır. Bana direkt söylediği şey; "Bir tanem başlıyoruz biz, Nihan'sın. Sözleşmeyi falan da imzalarsın halledilir. Bir sorun var mı?".Ne diyeceğim, “Yooo sizin var mı?” dedim ancak. İzlemişler gönderdiğim videoyu, tamam Nihan'ı bulduk deyip kapatmışlar. Durdurmuşlar o rol için görüşmeleri. Neredeyse "Emin misiniz ya, baktınız mı iyice?" diyeceğim. Böyle böyle başladık yani.