‘’Bir elinde cımbız, bir elinde ayna; umurunda mı dünya?’’ – Orhan Veli Kanık / Cımbızlı Şiir
Orhan Başeğmez’in aslında umurundaydı. Pek çaktırmazdı ama içindeki gizli bölmede hassas ve derin bir dünya vardı. Çoğu zaman kendisinin bile farkına varmadığı bu dünya müzikle açılırdı. Kendini övmeyi sevmezdi ama hayır, ne olursa olsun o, evrenin henüz keşfedemediği bir dehaydı ve hak ettiği ‘bestekar’ sıfatına bir gün kavuşacaktı. Yıldızlarla süslediği hayalleri vardı. Üstelik saftı. Kötüleri bırakın bir bakışta ayırt etmeyi, onlara bin defa baksa yine anlamazdı. Etrafı gözleriyle değil, iyi niyetiyle görürdü. Sık sık yaralanırdı. Bazen sevdiği kadın tarafından yüreğinden, bazen tanımadığı ama rüyasında görüp inandığı bir amca tarafından bedeninden… Yüzündeki yumruk izlerine bakınca canı yanan bir adamdan çok, neye uğradığını şaşırmış bir çocuk görürdünüz. Yumruktan önce kurduğu hayalleri, yumruktan sonra da kurmaya devam ederdi. Hatta bazen, sırf kurduğu hayaller gerçek olsun diye bile bile dayak yerdi. Bir de ‘Rus’ deyince aklına salata gelirdi.