Savaş tüm izlerini silmek için ondan geriye kalanı, kolyeyi denize atmak üzereyken Melisa geliyor. Savaş inanmakta zorlansa da Melisa “Döndüm’,”diyerek, biraz daha yaklaşıyor. “Bak ben geldim, buradayım,” diye yaklaştıkça Savaş daha da şoka giriyor. Kolyeye uzanıp “Bu bana ait,” diyor; sonra elini kalbini uzatıp “Bu da bana ait,” diyor. Melisa, o kalbi sancıttığı her an için bin özür diliyor. Elbette öyle kolay değil affetmek ama Savaş o an suçlu aramıyor, Savaş o an nefes almakta dahi zorlanıyor. Sezen’in de dediği gibi “Kolay olmayacak, elbet üzüleceğiz…” Bu noktada üzülen, Nazlı’dan başkası değil, elinde sevgili dondurmalarıyla geldiği sahilden kocaman bir hayal kırıklığı alıyor. Melisa’nın dönüşü tüm dengeleri altüst edecek, gidişinin nedenlerini öğrendikçe biraz daha hak vereceğiz ona biraz daha empati kuracağız ama şimdilik onu Savaş’a sarılı halde bırakıyoruz. Nazlı’yı ise Savaş kaybetme korkusuyla, elbette bu olmayacak ama kolay da olmayacak.