Ali, dünün etkisiyle savrulurken Selin onu toplaması için Emre’yi yolluyor. Ne kadar kızgın olsa da yine ilk Emre koşuyor yardıma, tabii bu Ali’nin daha fazla dağıtmasına engel olmuyor.

Basın toplantısı için Savaş dahil tüm aile toplandığında Ali son anda teşrif ediyor ama konudan habersiz. Ee, haliyle sarhoş olmasının verdiği yetkiye dayanarak saçmalama hakkını sonuna kadar kullanıyor, neyse ki eski Haluk Mertoğlu’ndan eser yok bu aralar, yoksa bunun bir bedeli olduğunu hepimiz biliyoruz.

Ali’yi toplamak da dağıtana düştüğünden Selin sarhoş, haylaz bir o kadar da sevimli Mavi’sini ayıltma yöntemlerine koyuluyor.

Seyirlik şölen de burada başlıyor. Selin ne kadar mesafeli durmaya çalışsa da Ali o kadar vurdumduymaz, o kadar şirin görünüyor ki, kızımız da kendini geri tutamıyor elbette.

Sarhoş bir Ali Mertoğlu, on şeytan tüyü gücündedir. Sabah her şeyin sıfırlanacağına inandırdığından Selin’i, Selin de biraz olsun bırakıyor kendini. Hem kendi söylemişti, küçük çocuk devreye girdiğinde sürükleniyordu Ali’ye, Ali kadar olmasa da.

Ali sarhoş olmanın tüm getirilerini sonuna kadar kullanıp Selin’in uyuyana kadar yanında kalmasını sağlıyor, Selin yine Ali’ye açıyor içini, yine ona döküyor kalbinin kırgınlıklarını. Ali de dinliyor, belki de en sevdiği ses eşliğinde uykuya dalmadan önce ise adını sayıklıyor.

Bir şey daha söylüyor bin şeye bedel, Selin kocaman olan gözleriyle odadan çıkmadan önce bir fısıltı bırakıyor kulağından çok kalbine.