Geleyim Luna'nın yeni pazarlama ve iletişim direktörüne. Bakmayın böyle söyleyince biraz havalı olduğuna, Deniz'den bahsediyorum. Havasından geçilmiyor. Ne havasıysa bu, onu da anlamadım. Hele de Luna'daki hiyerarşiye hiç akıl sır erdiremedim. Yahu Luna'yı sen yönetmiyor musun Maral? Gelmiş pazarlama bilmemneysi olacak Deniz süprüntüsü sana direktif veriyor. Pes, vallahi de pes, billahi de pes. Makas Canan'ı dinlemen gereken yer burası işte Maral'cım, Alara'ya patronluk taslayacağına Deniz'e haddini bildir. Gerçi sen de haklısın. Kocadan torpilli o. Yine de o toplantı masasında öyle ezilip büzülmek pek yakışmadı sana. Size gelince Deniz Hanım, daha geçen gün Halis'e "Evlilik Sözleşmesi’ni ne çabuk unuttun, hani Luna bizim çocuğumuzdu, ben senin için bir şey ifade etmiyormuşum demek ki," diye çıkışmasını biliyorsunuz ama Halis'in yeni iş teklifine de cuk diye atlayıveriyorsunuz. Keşke biraz gururlu olsaydınız da söylediğiniz onca sözün bir anlamı olsaydı. Sanmayınız ki Halis'in, size yeni ofisinizin anahtarını teslim etmeden önce ettiği onca söz bu büyük sürprizin zeminini hazırlayan gelişi güzel laflardı. Onların her biri haklı eleştirilerdi. Sizde vizyon yok vizyon. Yine de yeni işinizde başarılar dilerim size. Onla bunla uğraşacağınıza önünüze bakın da yine berbat etmeyin işleri. Biliyorsunuz ilişkimiz pek iyi değildi sizinle ve dikkatinizi çekerim ki artık senli benli de değiliz. Bundan sonra bana Sercan Bey diyeceksiniz tıpkı Maral'a da Maral Hanım demeniz gerektiği gibi.