İyilik meleği Maral ise yine her şeyi güzellikle yoluna koymaya devam etti bu hafta. Alara'nın kusma problemini fark edip durumu hemen lehine çevirmesi tam da ondan beklenen hamleydi. Alara'yla da işleri yoluna soktular derken Canan'dan bir patronluk nasihatı gelince belki de şimdiye kadar hayatında hiç yapmadığı bir şey yaptı. Değer verdiği birisini incitti. Beni biraz üzdü açıkçası bu durum, sanırım her şeye rağmen o sevgi dolu haliyle işleri yürütmesini arzuluyordum çocukça. Tabii iş dünyası gerçekleri diye bir şey var. Alara'nın kaprisleri de bir yere kadar. Çocukça hayallerin yetişkin gerçeklerine dönüştüğü bir ana tanık olduk Maral'ın hayatında ama bana öyle geliyor ki, Maral yine o bildiğimiz Maral olarak yürütecek işleri Luna'da. Öbür türlüsü kendi hikayesi olmaz zaten. Canan'ın da dediği gibi günün sonunda bir şekilde işleri yoluna sokabilen birisi o, hem de kendi yöntemiyle. Maral'ın zannettiği gibi, Halis, ona tam güvenemediği için mi "Gel seni ben bırakayım," dedi emin değilim fakat; öyleyse bile Yedikule'deki görevlilere yapılacakların talimatını verirkenki performansıyla bir kez daha kazanmıştır Halis'in güvenini.