* Defne'nin ara sıra şuursuzca aşık aşık konuşurken kendine gelip, kendini sorgulamasına bitiyorum ya. İki saniye içinde duygusal serseriden ''bıdı bıdı bıdı konuşuyorum bu ne ya nefret ediyorum bu huyumdan'' diye özeleştiriye geçebiliyor. Ve ''Bana bir şey söyle, kimsenin bilmediği bir şey olsun''a cevap olarak ''Bu toprakların altında dört tane kadın yatıyor. Ben öldürdüm. Bir şey yaptım sanma, yapmayarak öldürdüm. Gaza getirdim getirdim ve sonunda her birini ficudumun eşsiz bedenimin yokluğuyla terbiye ettim. Dayanamayıp taşikardi krizine girdiler. Gel seninle bu işin kaderini değiştirelim. Ben şömineyi yakıyorum, sen de ayı postunu al gel'' diyemedi ya la...Ama ben onların sarılarak yürümelerini, yüzlerindeki ifadeyi yerim nan. Hiç ummadığım çiftler rekor kırıyor yemin ederim. Gel diyor buraya diyor seni diyor biraz diyor seveyim ben diyor. Yahu dünyada şundan daha tatlı bir kardeşim vardı o da dört yaşından sonra bozdu:

Kız zaten duramıyor bile belli bir mesafeden yakında. Şu şekilde tatlış tatlış otururken yalandan bozuyor yok Yasemin Hanım’la köprüde karşılaştım, yok suya düştü, yok inek içti falan diye. Sen bir de gidip kıza ''Şuranda yaşamak istiyorum,'' diyorsun. Ben bile burda benden dört yaş küçük kardeşimi pıçakladım neler oluyor dayanamıyorum böyle romantizme diye. Kendisine bu olayı trafiksiz alanda yaptım o yüzden sıkıntı yok. Ayrıca hiçbir hayvana da zarar gelmemiştir. Ama olmaz ki kardeşim. Şirindi yişimik istiyirimmiş. Olmaz, tek tek hane hane dolaşıp hepimize yapacaksın bunu, çocuğa koktu. Bir lokma.

* Yasemin Sinan'a geldiğinde bir an dedim ki aha İso'dan intikam almak için kendini Sinan'ın kollarına attı. Ayağa da iyi oturdu, şimdi gol olur. Meğersem piremsesim gelmiş doya doya kendini yerecek, yerdirecek. Hem de bir sade, bir güzel geldi ki vallahi hep böyle yapsın. Çok daha çekici. Dürüst bir şekilde kendine çekidüzen vermek istiyor, İso'yla olmak onu haketmek istiyor. Sevelim mi artık Yaso'yu? Bence sevelim.