Tyrant, Emmy ödüllü 24 ve Homeland’in yapımcıları Gideon Raff, Howard Gordon ve Craig Wright’ın FX kanalı için yarattığı, ilk sezonu 10 bölümden oluşan bir televizyon dizisi.
Çekimlerinin büyük bölümü İsrail’de gerçekleştirilen dizinin ekibi, geçtiğimiz günlerde savaş nedeniyle apar topar Türkiye’ye geldi. Tyrant’ın kalan bölümlerinin çekimi İstanbul’da gerçekleşiyor. Bu nedenle dizi oyuncuları ABD’li diplomat John Tucker’ı canlandıran Justin Kirk ve Barry’nin 16 yaşındaki oğlu Sammy Al Fayeed’i canlandıran Noah Silver ile Ekranella için bir söyleşi yaptık.
Tyrant’ın konusu kısaca şöyle: Bassam “Barry” Al Fayeed, Abbudin adında bir ülkenin diktatörünün iki oğlundan küçük olanıdır. Yaklaşık olarak 20 yıldan beri Los Angeles’ta sarışın karısı, iki çocuğu ile birlikte suya sabuna dokunmayan medeni bir hayat sürmekte, doktorluk yapmaktadır. Barry uzun yıllar ABD’de gönüllü olarak yaşadığı bu sürgünü, kardeşinin oğlunun düğünü nedeniyle ailesiyle birlikte Abbudin’e gelerek sonlandırır. Barry ve ailesinin Abbudin’e gelmesi beraberinde dramatik bir kültürel çatışmayı da getirir. Barry, hiç istemeden kendini yeniden karanlık aile ilişkileri ve ulusal politikanın içinde bulur.
Dizinin, pilot bölümü Fas’ta ve diğer bölümleri İsrail’in çeşitli kentlerinde çekilmekle birlikte hiçbir ülkeye ya da ulusa bilhassa atıfta bulunulmamaya dikkat ediliyor. Oldukça sürükleyici bir temposu olan ve iyi oyuncuların yer aldığı dizi, bir solukta izleniyor. Karakterlerin başına gelecek olanlar merakla bekleniyor.
Bununla birlikte tıpkı benzeri Homeland ve Ortadoğu’da geçen çoğu dizi ve filmde olduğu gibi burada da insanın aklına gelen bazı konular var.
Dizide olaylara ev sahipliği yapan Abbudin, tanıdık sorunları olan herhangi bir Ortadoğu ülkesini temsil eden bir ülke. Burada devlet meseleleri hiç profesyonel olarak ele alınmıyor, devlet konseyine çocuklar, kardeşler gibi aile üyeleri yalnızca o soydan gelmeleri yeterli görülerek dahil ediliyor. Zaaflarına yenik düşen, arzularını dizginleyemeyen devlet yöneticileri ülkeye kan kustururken, diğer yanda Arap Baharı tarzında protestolar var. Bu hayali ülkede liderler toplu katliamlar yapıyor, yasalar olmadan, kendi çıkarları için halkına karşı acımasız taktikler kullanarak hüküm sürüyor.
Bu anlamda Tyrant, Ortadoğu’yu; akıldışı, idaresi zor, sıkıntılı, barbar, diktatörlükle yönetilen bir dünya ve batıyı rasyonel, mantıklı, bilimsel olarak yansıtırken benzeri diğer Hollywood yapımlarından ayrılmıyor. Koskoca ülkenin yöneticileri sürekli akıl dışı uygulamalar peşinde koşarken, bir tane bile kafası çalışan kişi bulunamıyor ve ancak ABD Pasadena’dan bir doktor gelince işler hale yola koyulmaya başlıyor. Ve hatta böylece içeride ve dışarıda barış sağlanıyor.
Dizideki çatışmalara gelince, Ortadoğu gibi içine kapanık bir coğrafyanın, etnik-mezhepsel ayrılıkların, gerilla gruplarının, istikrar, güvenlik, halkların özgürlüğü sorunlarının, yeraltı kaynaklarının paylaşımı, insan hakları ihlalleri gibi sorunlarının oldukça basite indirgendiğini görüyoruz. Özetle, kurgusal ülke Abbudin öyle pek inanılır bir yer değil.