Kendal'ın tek çatıştığı karakter Murat değil, Ebru'yla da çatışıyor.
Tabii onunla çatışması çok önemli zaten. Bir de çok önemli bir durum var Ebru üzerinden anlatılan. Batılı bir kadının doğuya gelip ayakta kalmaya çalışması, çocuklarını okutması, yetiştirmesi, iş bulup çalışması üzerine çok güzel bir şey anlatılıyor. Normalde doğudan batıya göç olur, Bu sefer batıdan mecburi bir göç var. O yöreyle alakası olmayan bir kadının ayakta duruşu anlatılmaya da çalışılıyor.
Kendal'a rağmen bir kadıngücü ittifakı da var. Mesela Ebru gelmeden önce nasıldı bilmiyoruz ama Özlem Ebru'dan sonra Kendal'a başkaldıran bir kadın olmaya başladı. Hem korkuyor hem de yapacağından geri durmuyor. Ebru’dan Önce Özlem, ''Ağa karısı oldum, konakta'da yaşıyorum,'' rahatlığında bir kadındı belki de. Ama şimdi Kendal'ı köşeye sıkıştırabilme cesareti kazandı.
İşte Ebru gelmeden önceki hayatımız nasıldı görmediğimiz için Kendal'ın önceki halini de bilmiyoruz. Aslında önceki hayatımız da çekilebilirmiş hee.. Mesela ana hikayede Kendal'ın ve Emine'nin üç tane kızı varmış, onlar evlenmiş gitmiş. Hikayede oraya hiç girilmedi. Ebru gelmeden öncesini görmediğimiz için yazılmasına da gerek kalmıyor zaten. Üç kızın ardından Asım da özürlü doğunca Özlem’le evleniyor.
Özlem de erkek evlat vermeyince Sibel dahil oluyor.
Kusur Kendal'da çıkacak herhalde. Özlem'in çocuğu da gelişemiyor ya. Şimdi artık Sibel'in çocuğunda n'olacak onu göreceğiz.
Peki Mesut Akusta Kendal'ı seviyor mu?
Tabii canım. Ben artık Antep’te yaşıyorum, normal konuşmuyorum nerdeyse. Antep şivesiyle falan konuşuyorum daha kolay geliyor. Bir dili konuşmayınca unutuyorsun ya hani burada yaşarken o rutini bozmuyorum. Hatta bu sezon başı yaz için ara verip geri geldiğimizde ''Nasıl konuşuyorduk? Nasıl yapıyorduk?'' falan olduk hepimiz. Güzel ya, çok seviyorum Kendal'ı. Bir de ismi çok güzel Kendal'ın; bir karakterin ismi çok önemli.
Ben ona değinmiştim. Mesela Kendal gibi Kadriye'nin ismi de ona çok uygun. Kudretli kadın demek ve tam isminin hakkını veren bir karakteri var. Keza Kendal'da öyle.
Kendal'ın anlamı da uçurumun kenarında dolaşan demekmiş. Düştü düşecek ama dengede durmaya çalışan bir adam. Karaktere verilen ismi çok önemli buluyorum bu yüzden.
Bir de dizide diğerlerinden farklı isme sahip bir tek Kendal var. Bu da karakteri akılda kalıcı yapıyor. Mesela babam “Bu akşam Kendal var, ben geç gelicem, kayıt mı ediyorsun, n’apıyorsun bişi yap,” diyor.
İşte sokakta kulağıma çalınıyor bazen, çocuklar falan hep Kendal'ın dizisi başlıyacak, Kendal var bu akşam falan diyorlar. İsmin etkisi önemli hem dizi için hem karakter için.
Salt ismin etkisi değil bence, oyunculuk başarısı da var.
Güzel tabii bunlar. Rolü sevince sahip de çıkmak gerekiyor. Oyuncu rolüne asılmalı, üzerinde çalışmalı, ne yapabilirim diye kafa yormalı. Kendi formunu bozmaktan korkmasın, her seferinde aynı etkiyi hissettirmesin. Bir önce canlandırdığın karakterden farklı bişeyler bul, bir şeyler yap. Bir trük olması lazım. Mesela bir tik mi yaparsın, karakteri öne çıkaran bir zaaf mı kullanırsın, enteresan bir aksesuar mı kullarsın, bu oyuncunun elinde.
Bu bahsettiğiniz şekilde formunuzu bozacak sizi zorlayacak nasıl bir karakter oynamak isterdiniz mesela?
Engelli bir adamı oynamak isterdim. Ama böyle üstün körü anlatılan basma kalıp engelli bir adam değil. Aşık olsa neler yaşıyor? Evliyse nasıl sevişiyor? Günlük hayatta nasıl zorluklar çekiyor? Hepsini oynamak isterdim. Bu tarz işler yapıldı ama derinine inmek lazım. Ne yiyor, ne içiyor, nasıl hayal kuruyor bunları da anlatmak lazım. Tabii inandırıcı olması da lazım.
Yazıyor musunuz?
Yok. Hikayelerim var ama kağıda dökemiyorum ben. Senaryo yeteneği yok bende. Hikaye yeteneği var, hikaye kurabiliyorum.
Peki Antep hayatınız nasıl gidiyor?
Uçağa binemediğim için gidip gelemiyorum, zaten yoğun çalışıyoruz bir gün boşluk oluyor onun için de o kadar yol gitmiyorum, burada kalıyorum. Burayı seviyorum, alıştım da gayet keyifli geçiyor.