Tek bir olay, tek bir yaşanmışlığa onlarca farklı bakış açısıyla yaklaşılabilir. Bazen de o bakış açısının arkasında muhteşem bir motivasyon gizlidir. İnsana asla beceremeyeceği bir işi çalışarak yaptırır, sevdiğine kavuşturur, zirveye taşır. Bazen de karşılıksız olarak sevdirir, içine çeker ve derinleştirir. Her anından keyif aldığımız bir işin arkasında muazzam bir istek, hatta bir sevgi gizlidir.
Bundan birkaç gün önce dedim ki; bu benim Kiralık Aşk hikayem. Esasen hikayemi derinlemesine anlatamadım, çünkü başlangıcını ve gelişimini üstünkörü anlatmakta bir şey olmasa da derinleştikçe benim içimi çok acıtır. Ne hatırlamak ne de yazmak isterim, fakat ben sizinkileri çok merak ettim. Çünkü bu kadar istekle, bu kadar çılgın bir motivasyonla, bu kadar adanmışlıkla izlenmiş ve bağlanılmış çok az Türk dizisi gelip geçmiştir ekrandan. Karakterlerini dost, düşman bilecek; oyuncularını her gün ne yapıyorlar diye takip edecek kadar etkilemiş hayatlarımızı. Bu yüzden sormak istedim; senin Kiralık Aşk hikayen ne?
Kaç tane e-mail aldık, çıktı alsak bir top kağıt gidecek kadar uzun uzadıya hikayelere tanık olduk bilemezsiniz. İçlerinde sizin için derlediklerimi bir düzene oturtarak fakat yapısını bozmadan sunuyorum. Bunları bir sindirin, yenisi de hemen gelecek☺ Ama bir şeyi net olarak fark ettik. “Sen misin ilacım?” diyor ya hani, birçok kişinin tam da ilacı olmaya, hayatına neşe katmaya gelmiş Kiralık Aşk. O yüzden kendinizi bulabileceğinizi umduğumuz birkaç hikayeyi sizlerle paylaşıyorum, buyrunuz…