Şebnem Yılmaz
BEN KENDİMDE DEĞİLİM ŞÜKRÜ, BANA BİR ŞEYLER OLUYOR!
Bir gün en yakın arkadaşım bana İnadına Aşk diye bir dizi başladı seyretsene dedi. “Ben dizi seyretmekten hoşlanmıyorum, hele bir de yaz dizisi, işim olmaz,” dedim ve ekledim “yazın doğru dürüst evde oturduğumuz mu var, zaten yarısından çoğu tatilde geçiyor.” Bir bölümüne bak sadece dedi. Epey de ısrar etti. Tamam demek zorunda kaldım ama arkadaşımın sözlerini eve gidince çoktan unutmuştum bile.
Bir gün kanallar arasında rastgele dolaşırken ekranda Kiralık Aşk dizisine denk geldim. Sonundaki aşk kelimesi arkadaşımın sözlerini çağrıştırdı. Kiralık Aşk dizisini arkadaşımın seyret dediği dizi diye seyretmeye başladım. İkinci bölümü vardı televizyonda. Mevzuyu çok anlamamış biri olarak sadece ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordum. Ekranda Elçin Sangu’yu gördüm. Bir önceki dizisinden tanıyordum onu, beğeniyordum. Bu dizide de Defne isminde kıpır kıpır capcanlı güzel bir sekreteri canlandırıyordu. Kapı açıldı, Defne Ömer’in odasına girdi, karşılıklı konuşuyorlardı. Ömer’i canlandıran Barış Arduç’u ilk kez görüyordum. Bir süre izledikten sonra; “Tamam adam yakışıklı, vücut da çalışmış belli ama kızın karşısında kütük gibi duruyor, ne kadar yeteneksiz bir şey, insanları sırf yakışıklı olduğu için dizide oynatıyorlar sinir oluyorum,” diye söylendim. Neyse oflaya puflaya diziyi sonuna kadar seyretmeye devam ettim. Sonunda arkadaşıma anlatmam gerekiyordu mecbur. Arkadaşıma akşam diziyi seyrettiğimi söyledim. Üzerine konuşmaya başlayınca ikimiz de birbirimize sen neden bahsediyorsun şaşkınlığı ile bakakaldık. Aman tanrım yanlış dizi seyretmişim.
Bir sonraki hafta kanallar arasında dolaşırken Kiralık Aşk dizisinden başka seyretmek isteyeceğim bir şeye rast gelmediğim için 3. bölümünü seyretmeye başladım. Barış Arduç’a her ne kadar uyuz olmuş olsam da Elçin için seyrediyordum diziyi. Hikâye ilginç bir hal almaya başlamıştı, bende merak uyandırmaya başladı. İlerleyen bölümlerde aslında Ömer’i canlandıran Barış Arduç’un çok yetenekli bir oyuncu olduğunu, canlandırdığı karakterden dolayı öyle oynadığını kavradım. Tüm sözlerimi de yutmuş oldum tabii. 5. bölümden sonra merak edip 1. bölümü de seyrettim.
Fakat tatil planları gelip çatmıştı, çok huzursuz olmaya başlamıştım. Diziyi seyretmek için kıvrım kıvrım kıvranıyordum. Bir şekilde tatilde diziyi seyretmeyi başarmıştım. Tatil dönüşü sadece diziyi değil fragmanları da merakla bekliyordum. Sürekli kanalın sayfasına girip bakıyordum. Bu böyle olmayacaktı. Sonunda diziyi sosyal medya hesaplarından takip etmeye başladım, oradan daha hızlı haberim oluyordu. Sosyal medya aracılığı ile bazı platformlarda dizi ile ilgili yorumlar yapan arkadaşlar olduğunu gördüm. Bunlardan biri de Ekranella’ydı. Artık sadece diziyi ve fragmanları izlemiyordum (bilmem kaç milyon kez tekrar). Dizi bittikten sonra bir de onunla ilgili yazıları okumaya başlamıştım. İnanılmaz keyif alıyordum yazılanları okumaktan, bir süre sonra kendimi bu yazılara yorum yazarken buldum. Bu arada sadece yorumları okumakla kalmıyor bir de onlara yapılan yorumları okuyordum. Yazılar çok ilginçti, hepimiz aynı diziyi seyrediyorduk ama yapılan yorumlar öylesine farklı oluyordu ki… Tabii bu arada söylemeyi unuttum. Diziyi fena halde sahiplenince dizi başarılı olsun, sosyal medyada çok konuşulsun diye hashtag’lere katılmak için kendimde Twitter hesabı açmak ihtiyacını hissettim ve deliler gibi RT yapmaya başladım. Bu arada sosyal medyadan diziyi tartışıyordum.
Bir süre sonra bir sürü arkadaşım oldu. Bunlardan bazıları ile grup kurarak konuşmaya başladık. Hatta konuşmak yetmedi bir de dizi günü canlı canlı seyredip, anlık tepkilerimizi birbirimizle paylaştık. Sanki birlikte aynı evde oturup seyrediyormuş gibi. Yetmedi aynı şehirde yasadığımız arkadaşlarla özel hayatımızda buluştuk. Şimdilerde farklı şehirlerde yaşayanlarla ortak bir şehirde büyük bir buluşma gerçekleştirebilir miyiz diye ciddi ciddi düşünür hale geldik. Haftalık programım cuma diziyi izle, cumartesi, pazar ve pazartesi deli gibi yorumlara bak, salı fragmanı bekle gelmezse fragmancı abiye mesaj at ve bölüm özetini oku şeklinde. Çarşamba dizi tekrarı, Perşembe fragman (minimum 15 tekrar) gelmezse ne olduğunu anlatmama gerek yoktur sanırım. Kiralık Aşk sen bana ne yaptın böyle, ben seni izlemeden duramıyorum.
Bu arada merak ettiyseniz belirteyim, öbür diziyi hiçbir zaman izlemedim☺ Çünkü dizi izlemeyi sevmiyorum. Ama bak ne haldeyim ah Kiralık Aşk ah…