Hubbard’ın ölümünün ardından Scientology’nin lideri olan David Miscavige de tıpkı Hubbard gibi, Scientology ‘nin mucizesinden nasıl faydalandığını ifade ederek ön plana çıkıyor; inancının astımını iyileştirdiğini ileri sürüyor. Miscavige zamanında, kilisenin faaliyetlerine yönelik eleştiride bulunan ve suçlu bulunan yöneticiler için bir hapishane kurulduğu ve burada yapılanlar anlatılıyor. Kilisenin eski yöneticileri, belgeselde “The Hole” adı verilen, Scientology’nin yöneticilerinin cezalandırıldığı, yıllarca tutulduğu hapishaneyi anlattıkları sekans, belgeselin en rahatsız edici ve üzücü yerlerinden biri. Burada türlü işkencelerden geçen yöneticiler, Queen’in Bohemian Rhapsody şarkısı eşliğinde sandalye kapmaca oynamaya zorlandıklarını, gördükleri insanlık dışı muameleyi anlatıyor.
John Travolta, Leonard Cohen, Grateful Dead’in kimi üyeleri, Priscilla Presley, Rock Hudson gibi ünlülerin de adlarının geçtiği belgeselde, kilisenin bu isimleri elçi olarak kullanmasından bahsedildi. Bilhassa John Travolta’nın Scientology’ye katılmasının ardından tüm projelerde yer alması ve yükselmesinden bahsediliyor. Beyin kontrolü, manipülasyon ve terapi karışımı teknikler kullanılan kilisede, Scientology’yi eleştiren kişilerin düşman ilan edildiği, kara listeye düştüğü, haklarında dosyalar tutulduğu anlatılıyor. Hatta John Travolta’nın bu nedenle kiliseden ayrılamadığına değiniliyor.