Yeni sezon, yeni-eski bir sürü diziyle bu hafta başladı. Elimizde ne var peki; künyeler, oyuncular, fragmanlar ve şöylece bir yüzeysel konular. Bazen fragmandan bir şey taşar ve anlarsınız aslında hangi dizinin ne olduğunu. Mesela Bana Artık Hicran De çok derin bir konuyla girecek belli. Ama derin konu yeterli midir? Aslı Enver harikadır her şekilde, Şebnem Hassanisoughi da Kayıp Şehir’de harikalar yaratmıştır ama dizinin erkek oyuncuları iyi oyuncu olmalarının yanı sıra gayet stabil duruşu olan isimler. Buğra Gülsoy ve Alican Yücesoy kötü çocuğun iç gıcıklatması yerine sevgilisini aşırı önemseyen, not ortalaması 5.00 çocuklar gibi. Bunların ikisi bir arada nasıl olacak bilmiyorum. Bence hemen anne-kız çatışmasına derin derin girilmeli.
Reaksiyon’a bakarsak, bol karışıklı bir şey görüyoruz. Bir kere fragmanlardan anladığım kadarıyla eğer bunlar yüz bölüm çekmedilerse karakterlerin birbirinden tamamen farklı durumlarını gösteren görüntüler var. Peki bu ne demek? İlk sezondan hamilelik dayamaktan daha ölümcül olan flashback demek. Bir kere flashback’i yabancı dizilerde anlasam bile yerli dizilerde anlamıyorum ben. Bu kadar da parçalı bir dizide pek işe yarayacağını sanmıyorum.
Şeref Meselesi tamamen Kerem Bürsin ve Yasemin Allen’ın elinde. Şükran Ovalı çok iyi oyuncudur ama ekip tipi vardır onda. Yasemin Allen daha star tipinde ama oyunculuk olarak daha derindir. Düz bir esas kız olmaz ondan. Kerem Bürsin’in de Kerem’den uzak bir rol çizeceğini düşünüyorum oradaki tek sıkıntı Şükrü Özyıldız. Vermek istediğini görmüyoruz gibi sanki.
Arka fonda doğu ezgileri ile yeni bir eski moda ürünü Aşktan Kaçılmaz var bir de. Artık konu bayat değil mi? Yani ilgimi çekmiyor benim, kimsenin de çekeceğini sanmıyorum. Aşk dörtlüsü için oluşturulan kadronun da etkisinin ayrı ayrı daha iyi olduğunu düşünüyorum. Pelin Akil ayrı Ceren Hindistan ayrı; Çağdaş Onur Öztürk bir tarafta Berk Oktay bir tarafta. Zıt karakterler değil de ayrı atmosferlerde yaşıyor gibiler.
Peki ya Ah Neriman? Nasıl Perran Kutman yıllardır aynı gözüküyorsa bence kadının etkisi de aynı. Merakla bekliyorum, güzel olacak bence. Üstelik hayatına yeniden başlayan kadının zengin olması fikri güzel. Doğrucu davut bir ana karakterdense bir antihero tipi bizi bekliyor gibi.
Yine beklenilenlerden ve yapılabileceklerden az çok serpiştirilen bir sezon başlıyor ama farklı kokular da gelmiyor değil. Klişe sözde ‘destansı’ aşk ilişkileri tabii ki beklenilen şekilde ilgi görmeyecekler, aşırı kurgulu aksiyon da öyle. Yumuşak ama farklı bir şey izlettirmenin iyi geleceğini düşünüyorum. O kadar keskin tatlara karnımız çok doydu çünkü.
Haftanın Prensesi
Her hafta bu köşede haftanın prensesini büyük bir zevkle seçeceğim. Pembe Halı’nın bu haftaki prensesi Kara Para Aşk’ın Elif’i, Tuba Büyüküstün. Elif’in yeni sezonda olaylara daha da yön veren bir karakter olacağı ilk bölümden belli oldu. Bu sefer başkalarının kararlarıyla sürüklenmeyecek gibi. Tam olarak etrafında dönen dolaplara hala gözü açık değil. Prensesliğin naifliğinden olsun o da ama ben annesinin ölümünden sonra Elif’in bütün asaleti ve güzelliği ile ailesinin başına geçmesini çok büyüleyici buldum. Hem annesinin yatağında yatması, hem kabusları hem de helva karmayı yeni öğrenmesiyle Elif çok harikaydı. Bölümün finalinde prensinin onun teslim olmasına engel olması da cabası.
Reaksiyon’a bakarsak, bol karışıklı bir şey görüyoruz. Bir kere fragmanlardan anladığım kadarıyla eğer bunlar yüz bölüm çekmedilerse karakterlerin birbirinden tamamen farklı durumlarını gösteren görüntüler var. Peki bu ne demek? İlk sezondan hamilelik dayamaktan daha ölümcül olan flashback demek. Bir kere flashback’i yabancı dizilerde anlasam bile yerli dizilerde anlamıyorum ben. Bu kadar da parçalı bir dizide pek işe yarayacağını sanmıyorum.
Şeref Meselesi tamamen Kerem Bürsin ve Yasemin Allen’ın elinde. Şükran Ovalı çok iyi oyuncudur ama ekip tipi vardır onda. Yasemin Allen daha star tipinde ama oyunculuk olarak daha derindir. Düz bir esas kız olmaz ondan. Kerem Bürsin’in de Kerem’den uzak bir rol çizeceğini düşünüyorum oradaki tek sıkıntı Şükrü Özyıldız. Vermek istediğini görmüyoruz gibi sanki.
Arka fonda doğu ezgileri ile yeni bir eski moda ürünü Aşktan Kaçılmaz var bir de. Artık konu bayat değil mi? Yani ilgimi çekmiyor benim, kimsenin de çekeceğini sanmıyorum. Aşk dörtlüsü için oluşturulan kadronun da etkisinin ayrı ayrı daha iyi olduğunu düşünüyorum. Pelin Akil ayrı Ceren Hindistan ayrı; Çağdaş Onur Öztürk bir tarafta Berk Oktay bir tarafta. Zıt karakterler değil de ayrı atmosferlerde yaşıyor gibiler.
Peki ya Ah Neriman? Nasıl Perran Kutman yıllardır aynı gözüküyorsa bence kadının etkisi de aynı. Merakla bekliyorum, güzel olacak bence. Üstelik hayatına yeniden başlayan kadının zengin olması fikri güzel. Doğrucu davut bir ana karakterdense bir antihero tipi bizi bekliyor gibi.
Yine beklenilenlerden ve yapılabileceklerden az çok serpiştirilen bir sezon başlıyor ama farklı kokular da gelmiyor değil. Klişe sözde ‘destansı’ aşk ilişkileri tabii ki beklenilen şekilde ilgi görmeyecekler, aşırı kurgulu aksiyon da öyle. Yumuşak ama farklı bir şey izlettirmenin iyi geleceğini düşünüyorum. O kadar keskin tatlara karnımız çok doydu çünkü.
Haftanın Prensesi
Her hafta bu köşede haftanın prensesini büyük bir zevkle seçeceğim. Pembe Halı’nın bu haftaki prensesi Kara Para Aşk’ın Elif’i, Tuba Büyüküstün. Elif’in yeni sezonda olaylara daha da yön veren bir karakter olacağı ilk bölümden belli oldu. Bu sefer başkalarının kararlarıyla sürüklenmeyecek gibi. Tam olarak etrafında dönen dolaplara hala gözü açık değil. Prensesliğin naifliğinden olsun o da ama ben annesinin ölümünden sonra Elif’in bütün asaleti ve güzelliği ile ailesinin başına geçmesini çok büyüleyici buldum. Hem annesinin yatağında yatması, hem kabusları hem de helva karmayı yeni öğrenmesiyle Elif çok harikaydı. Bölümün finalinde prensinin onun teslim olmasına engel olması da cabası.