İşte Benim Stilim’de geçen hafta en saldırgan ve sinirli yarışmacılardan biri olan Didem elendi. Şu anda üçüncü sezonu yayınlanan yarışmaya ilk döneme oranla ilgi düştü. İlk sezonda yarışmacıların birbirini küçük düşüren yorumlar yapması, ani çıkışları ilgi çekerken bir süre sonra seyirci, bu duruma bağışıklık kazandı. Elbette sadece bir takım kıyafetler giyip bir aşağı yukarı gezinmeleri izlenmeleri için yeterli değil, ama belli ki mahalle kavgası da bir yere kadar izleniyor. Yine de yarışmacılar birbirine karşı sert çıkışlar yaparak, dünyanın en acayip kıyafetlerini giyip, oryantal danslarıyla ilgiyi yerinde tutmaya çalışıyor.
Kadınların birbirine çok kötü davranması bir sır değil. Birbirlerinin hayat tarzlarını, giyim tercihlerini, dünya görüşlerini ve hatta varoluşlarını itinayla yargılayabiliyorlar. Yerleşik algıya göre, bir kadının diğerinden daha ön plana çıkması, ötekinin doğuştan kötü olduğu anlamına geliyor ki, kimse bu duruma düşmek istemez. Sınırlı fırsatlar olunca, kapılar da tutulunca kadınlara kalan gladyatörler gibi kapışmak oluyor. Bu yarışma halinin en uç örneklerinden biri de İşte Benim Stilim zaten.
17 yaşındaki Sima Şerafettinova örneğin. Ortalığı en çok karıştıran yarışmacılardan biri. Sima, büyümüş de küçülmüş diye tabir edilen, yaşına göre çok ağır makyaj yapan, saçları beline kadar uzun, aşırı zayıf bir genç kız. Hayalleri de büyük. Yarışmacılardan üzerindeki kıyafetleri nerede giymeyi planladıkları ile ilgili bir senaryo yazmalarını istiyorlar biliyorsunuz. Sima, geçenlerde bir programda kendini bir oyuncu olarak hayal ettiğini, Cannes’da fuara katıldığını söyledi örneğin.