Zaten bu hayatta kendime mini mini sevinçler toplamaktan başka bi başarı beklentim yok. Gözlerinden yüreklerini görebildiğim insanları seviyorum. Hayal de olsalar seviyorum. Bir hayalde var olmaları bile ümit veriyor bana. Hayaller, çünkü, bir tür gebeliktir bir yandan da. Nesilden nesile aktarılır da yüzyıllar sonra doğar belki gerçeğe... Sadece sevilmeleri gerek biraz. Biraz inanmak gerek onlara. Sevgi, gözlük gibi bir şey işte... Görünür kılıyor bazen uzakları.
Gözlerine hırstan, beklentiden perdeler çekmeyen insanların -evet, bir hayaldeki- varlığı gülümsetiyor beni. İçimi kıpır kıpır ediyor.
Hep diyorum zaten. Bi hayali seversem, gerçek olsun istemem ben. İsterim ki ben gireyim o hayale, bütün gerçekliğimi bırakıp geride. Hayalimde, hayalime girdiğimde, istek yapacağım Radyocu İsmail’den: “Boş yere değil, yok, inanmam. Koşarım yine ardından. Bulsam da olur bulmasam da. Bu ümit beni bil yaşatan.”