Sazla, türküyle girdi, sırasıyla, taş konak, çeşme, halay çeken keyif içindeki kardeşler (birbirleri için dünyayı yakacakları sinyali, bromance detaylar), dertli baba. Bülent İnal diğer bir mix and match piyonu. Settar Tanrıöğen inanılmaz yetenekli bir insan, yazık, ne zaman görsem aynı rolü yapıyor. Keza Menderes Samancılar. Bu isimlere ağa dizisinde kahya/evin babası/sonradan iyilikte karar kılacak kan davalısı diye bir memuriyet yaratsalar ve adamlar dizilerin adı değişse de aynen her sabah işe aynı kostümle gidip aynı role devam etse uygun düşer. Sonra bir de Bizimkiler’de Sabri Bey’in eksantrik kız kurusu karısı Ayla Hanım’ı canlandıran Meral Çetinkaya var. Bu dizide altın dişi de ağzına takmışlar. Otantiklik dört dörtlük, çünkü hoca bildikleri yerden soruyor.
Fragmandan bir şey anlaşılmadığı için şimdi spekülasyon vakti:
Baba dertli, çocuklarına anlatmasa da variyetlerini etkileyecek bir durum var. Çocuklar, flashbacklerle verileceği üzere, içinde yaşadıkları korunaklı bu cennetten (konak) istemeyerek çıkacak ve gerçek dünyadaki kötülüklerle karşılaşacaklar. Çekilen halaylar debelenişlere dönüşürken, sinide yenen o leziz kebapların kıvamında acısı yerini gerçek hayattaki acılara bırakacak. Sonra ikinci fragmanda gördüğüm üzere, Selva’nın (Dolunay Soysert) kaçırılmasıyla, düşman aileyle hepten ipler geriliyor. Yalnız Dolunay ortancaya vardıysa, başrol Bülent kiminle sevgili olacak diye baktım şimdi, kardeşiyle flamenko-türkü albümü çıkaran Öykü Gürman Bülent’e düşecekmiş. Pek uygun, sık sık da türkü söyler artık. Google’layıp bulduğum dizinin her karesinde kaşları hüzünle kalkmış, gözleri kapalı türkü okuyor zaten, demek fazla konuşmuyor.