Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
Eyvaah, ne zamandır keman taksim eşliğinde şiir okunan fragman görmemiştim. Kızını (yağmurlu bir günde kendi jipteyken kaldırım dahil) her şeyin önüne koyan bir anne olarak başrolde Nurgül Yeşilçay. Bu kadını çok seviyorum, evin küçük ve bunalımlı kardeşini oynadığı İkinci Bahar’dan bu yana hep sevdim. Karmaşıklığıyla izleyicinin aklında mavi ekran çıkartan Melekler Adası’nda da ve Türk diziciliğinin mihenk taşı, ağam-paşam dizi furyasının öncüsü Asmalı Konak’ta da vardı. Bu dizide de sabah tıraş olup öğlene yanakları yeşillenen Erkan Petekkaya’nın karşısına koymuşlar.
Şimdi tahminlerim:
Kadın kocasından boşanmış, eski yürek ağrısı Erkan bağlantıya geçmese ölene dek kendini liseye giden kızına adayacakmış. Namusuyla bir yerlerde asgari ücrete çalışıyordur. Vaktiyle babasının layık görüp vermediği Erkan’sa, 4X4’ü alacak kadar palazlanmış. Şimdi dimdik duruyor Nurgül’ün karşısında, “Var mısın bu aşka?” der gibisinden. İki seçenek var:
Kızın babası yaşıyorsa bir velayet çatışması çıkabilir.
Kızın babası yaşıyor ve mafyaysa, Erkan tüm variyetini Nurgül’ü mutlu edip kızıyla güven içinde bir hayat kurmasına harcayabilir.
Baba öldüyse, Erkan’ın geçmişte yaptığı bir yanlış vardır. Nurgül’le evlenmedi, kendi işini kurmak için büyük şehre göç edip kendisinden bir daha haber alınamadı belki. Bakalım Nurgül Erkan’ı affedecek mi? (Edecek.)
