Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Uyduru-yorum: Bilmeyenin Gözünden Popüler Türk Dizilerinin Olası Senaryolarına Eleştirel Bir Bakış

MedCezir hiç izlemeyen birine nasıl gözüküyor dersiniz?

Boston’a geldiğimiz ilk gün, otelin kablosuz, karlı gösteren televizyonunda vaktiyle soluksuz izlediğimiz Criminal Minds’ı görünce eski bir dosta rastlamış gibi sevinmiştim. Diziye aşinalığım sayesinde şehre yabancılığım hemen o an sanki biraz azalmıştı. Fakat nedense çok uzun süre her şeyi tuhaf geldi Amerikan televizyonlarının. Çoğu şovu ve diziyi senelerdir takip etmeme rağmen bu sefer reklamlar, haberler, buraya ait başka öğelerle çerçevelenince en bilindik şeyleri bile yadırgadım.

Sonrası malum, insan alışıyor. Alıştığını bile unutuyor, en başından beri her şey böyleymiş gibi geliyor. Kısa süre içinde uyumadan önce izleyeceğim polisiye dizilere, spor salonunda koşarken dengem bozulmasın diye sadece göz ucuyla baktığım bilgi yarışmalarına, dahası hakkında hislerimi Ekranella’ya bilahare yazmak istediğim Antiques Roadshow’a bağlandım. Yine de bir an geldi, yersiz yurtsuzluğumuzdan sıkılıp, İstanbul’daki evimden şimdikine tıpkı Ramazan ayı boyunca dönüp duran içecek reklamlarındaki gibi bir sıcaklık, tanıdık bir huzur taşıma isteğiyle doldum. Magazin sitesinde gördüğüm haberdeki beylik övgülere körü körüne inanıp, Kıvanç Tatlıtuğ’un uğruna oyunculuk dersleri aldığı Kuzey Güney’e başlamaya karar verdim. Her Çarşamba alelacele kucakta tepsilerle akşam yemeğimizi yiyip, laptop’ı televizyona bağlayarak diziyi soluksuz izledik. Bir süre sonra dizinin kördüğüme girip doldur-boşalt tabir ettiğim senaryo slalomlarıyla ilerlediğini görünce sıkılıp bıraktık. Ondan beridir tatildeyken bazen bir dizinin tek bir bölümüne denk geldim, bazen çok övülüyor diye birkaç bölüme baktım. İyice emin oldum ki dizilerin hiçbiri bilmediğim bir konuyu anlatmıyor, kesinlikle şaşırtmıyor. Aynı oyuncular o diziden bu diziye geçiriliyor, tutulan dizilerin çok sevilen karakterleri ayrı dizilerde yine önceden çok sevilen bir diğeriyle eşleştiriliyor (mix and match taktiği). Senaryo, hikâye desen bir zengin kız-fakir oğlan (ve kimisi kötü niyetlerle bu dokunulmaz ikiliye yaklaşacak diğerleri), bir fakir kız-zengin oğlan (ve kimisi kötü niyetlerle bu dokunulmaz ikiliye yaklaşacak diğerleri) temeli üzerinden küçük ve önemsiz varyasyonlarla ilerliyor. Yani yerli dizilerin hiçbiri belli ki artık bana gelmiyor; ben de izlemeyi, haklarında okumayı hepten boşladım.

Bu kayıtsızlığı yakın zamanda Ekranella değiştirdi, değil mi ki sitede ve tweetlerde yeni yerli dizilerin adını, tanıtım fotoğraflarını görüp duruyorum. Bazen pasif kalıp bakmakla da yetinmiyorum, haklarında deneyimlerime (ve önyargılarıma) sığınarak hepsi hakkında her şeyi biliyormuşum gibi düşünmek hoşuma gidiyor. Aşağıda yazacaklarımı sadece bu bağlamda değerlendirmek gerek. Yorumlarım söz konusu dizilerin sevenlerine anca eğlenceli bir okuma olabilir. Benim için de tıpkı tenis topu fırlatan makinalar gibi, klişe makinamdan kurgu püskürtmeme vesile. Bakalım bir dakikalık fragman ve bir karelik izlenimden neler uyduracağım.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14
Elmira Cancan Zenger
16/02/2015 16:21
YORUMLAR




DİĞER HABERLER