Yiğit, Seyhan’a doğru yola çıktı ama karşısında Emir engeli duruyordu. Yiğit’in adalete inancının yok olmasının baş nedeni Emir’dir, başkası değil. Ne zaman Yiğit’i olayı hukukla çözebileceğine ikna etse sonunda işler bir şekilde sarpa sarıyor ve daha da kötü bir hal alıyor. Yiğit kendi adaletinin işlediğini, Emir’in adaletinin kör topal kaldığını gördükçe karanlık taraf daha da cazip geliyor haliyle. Yine aynı şey oldu. Emir’in arka kapıyı hesaba katamayan operasyonu sayesinde Seyhan, ellerinden bir kere daha kurtuldu. Ve yine Emir’in Kübra’yı koruması için görevlendirdiği “gözü açık” korumanın dikkatsizliği sebebiyle Seyhan, Kübra’nın dibine kadar girip Kübra’yı kaçırdı. Emir’in sorumsuzluğu bir değil, iki değil… Bu sorumsuzluk Sibel’in hayatına mal oldu, neredeyse Kübra’nın hayatına da mal olacaktı. Emir’in kibri kendisinden büyük, o kadar büyük ki ve diğer herkesi o kadar küçük görüyor ki, karşı hamleleri hesaplayamıyor bile… Sadece kendi kafasında çizdiği, tek yönlü yolu izliyor. Her şeyin en iyisini ve en doğrusunu bildiğini düşünen insanlar, yanılmaya ve kaybetmeye mahkumdur.