Bir başka şaşkınlık yaratan olay da Gülsüm Hanım’ın Zeynepler’e gelmesi oldu.

Bizimkiler kendilerini naza çeker gibi oldular, biz de çok kırıldık ama asla o eve geri dönmeyeceğiz gibi laflar söylerken, olayın aslının farklı olduğu çıktı ortaya. Gülsüm Hanım hala onlara sinirliydi ve oraya onları eve çağırmak için falan gelmemişti. Konu Selim’di… Evet Selim’e alışmıştı bir kere ve özlüyordu. ‘Bundan sonra haftada bir gün Selim’i bana göndereceksiniz. Bunu bana borçlusunuz’ deyince bizimkiler şaşkınlıktan kalakaldılar elbet.

Gece vardiyasından gelen ve bir an önce uyumak isteyen Fatih Şevket Baba’sının içeri elinde sopayla dalması ile bir an neye uğradığını şaşırdı. Zeynep’i aldattığını düşünen öfkeli Şevket’e Fatih taksicilik yaptığını söylemek zorunda kaldı. Yoksa dayağı yiyecekti, en iyisi babası ile sırrını paylaşmaktı. Ama aralarında kalacaktı, sözünü aldı Fatih.

Bu arada Meryem hastanede Birol ile konuşurken Birol tekneyi yakan kişiyi gördüğünü, ama kesinlikle Şevket Reis olmadığını söyledi. Yakan kişinin yüzünü tam seçememişti ama emindi, kesinlikle Şevket ya da adamları değildi. Meryem bunu Şevket’e söyleyince Şevket hışımla Şekercizadeler’in evine gitti. Emindi, bu olayın arkasında onlardan başka kimse olamazdı.

Gitti ve ağzına ne geldiyse söyledi. Ailesinden bir kişinin kılına bile zarar gelecek olursa o evi yakacaktı. Yapardı da!