Malikanede ise herkes farklı hayatlar yaşıyordu. Mukaddes hiçbir şey olmamış, çocuklar evden gitmemiş gibi hayatına devam ediyor. Hatta konken partisi bile veriyorken Gülsüm Hanım için olay daha derin ve üzücü. Selim’i özlemiş belli… Odasında Selim’den kalan bir oyuncağa sarılmış gözleri yaşlanmıştı ki oğlu Fehmi girdi içeri. Hemen kendini toparlayan Gülsüm Hanım, odayı boşallttırıp hobi odası yapmayı planladığı yalanını uydurunca Fehmi ‘bunun için biraz erken değil mi? diye sordu. Selim’i özleyenler iki oldu.
Hayal kurma sahnelerini özlemiştik ki, bu bölümde yine karşımıza çıktılar.
Evde oturmuş, tekneyi Ertan’ın yakmış olabileceğini düşünen Zeynep ve Fatih’in bu hayali çok komikti. Ertan tam bir Yeşilçam kötü adamı gülüşü ile tekneyi yakıyor, zevkten kahkahalar atıyordu. Ama yok, Ertan’da bunu yapacak yürek yoktu. O olamazdı.
Reis ise yıllardır denize, en derine attıklarını bir bir düşündü. O kadar çoktulardı ki, kim bilir hangisiydi?
Selin ve Orhan’ın da kundaklamayı kimin yaptığına kafa yorarlarken kurdukları hayal çok komikti. Bu sefer Ertan’ın kahkahalarını, üstelik de dans eşliğinde Mukaddes atıyordu. Bu kadına bir yanımız kızıyor ama işte bu tatlı hallerinden dolayı da bir tarafımız seviyor ☺