Ali, amcasının söylediklerini kalbinin bir köşesinde beklettiğinden günün sonunda Savaş’la olan videosunu izlerken buldu kendisini. Çocuklukları o kadar sevimli, o kadar sevilesiydi ki, en az Ali kadar gülümsedik biz de izlerken. Dostu, düşmanı ayırma evresinde olmasa da aldığı kararları ya da onun deyimiyle, otomatik tepkilerini gözden geçirmeye karar verdi. Bu karar sonucunda da Selin’i arayıp ‘Savaş’ı kaçırıyoruz’ planını başlattı. Selin’le her an ama her an flört sesiyle konuşmaları, fiyonk yapıyor ağzımızı fiyonk. Hesap sormaları da eklersek, tadından yenmiyor. O ne güzel, "Niye ayaktasın sen?" diye sormak, o ne güzel karşıdaki ses "Seni düşünüyordum," dediğinde gülmek. Tahtalara vuruyoruz yine, dağlara taşlara.