Ömer:
Tam bir Yengeç burcu (Bu konu tartışmaya kapalı çok pis kalbinizi kırarım). Az konuşması ve mükemmeliyetçiliği yükseleninin Başak olduğuna delâlet ediyor (dalâlet değil cnm, o bambaşka bişi). Geçmişinde yaşıyor Ömer. Bugünde yaşadığına dair belirti gösterdiği tek alan iş hayatı. Onu Ömer olduğu için sevecek birini arıyor muydu kendi bile farkında değildi belki ama işte ikoncan Sezen ile yediği yemek sayesinde hayatının aşkını bulduğunun farkında. Kendi kararıyla kolundan çeke çeke götürüp zorla öptüğü kızı bir daha görmese bile unutmazdı o. Yani hikaye Neriman devreye girmeden ilerleseydi, Ömer her öğlen o zorla öptüğü kızı görmeye giderdi. Ömer statü insanı değil asla. Onun derdi gözlerle. Ayakkabı giydireceği mankenin bile gözünde ruh arayan Ömer'e nasıl statü düşkünü diyebiliriz ki? Konuşurken eğilip Defne'nin gözlerine bakmak istemesi hep bundan işte. Defne'ye kalbi çoktan "Budur!" dedi. Adam annesiyle paralel benzetmeler bile yaptı ayol, daha ne olsun? Ömer'in aşkındaki samimiyetten zerre şüphem yok, o cepte. Ömer'in sorunu harekete geçmekteki acemilik. Ömer, aynı Defne gibi bizim de ağzımızı açık bırakacak hıza yükseltti vitesi ama işte hızlı giden atın hacetinin seyrek düşmesi gibi ilk vartada duvara tosladı. Aslında bu da Ömer'in suçu değil. Sonuçta o yengesinin "yürü yürü" gazıyla çok da güzel gidiyordu ama işte yaşadığı yalandan habersiz olduğu için kızamıyorum ben ona. Gerçeği öğrendiğinde yüzünün alacağı o hali, gözlerimi kapattığımda acısına elle dokunacak kadar tasavvur edebiliyorum. Ahhhh yaaa... Nasıl üzülecek, kalbinin kırıklarının sesini nasıl duyacağız kim bilir. Defne'yi kaybetme ihtimalinin düşüncesi bile Ömer'i yatak döşek hasta etti, bu oyunu öğrendiğinde yaşayacağı yıkım için şimdiden dertleniyorum.