Geçen bölümü "Gitme!" diyen Ömer’i Sinan’ın asistanı olarak yıkıp geçen Defne'de bırakmıştık. Gerçi Defne Ömer’e "Tamam gitmem," diyemeden Sinan damlamıştı ortama ama sonuçta o işi kabul etti mi, etti. Seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım Defne! Ömer’le yakın olmak sana kötü geliyor madem, Sinan’ın asistanı olunca yakın olmuyor musun yani? Zaten bu evlilik oyunu patladığında çatır çutur kırılacak olan Ömer’in kalbini şimdiden tuz buz etmenin alemi neydi? Azcık Ömer’le beraber biz de gülseydik olmaz mıydı Defne? ÖmerTeam’in şimşeklerini üstüne çekme Defne! Senin bir gıdım ilginle bile şapşala dönen Ömer’i hala anlayamamana ne diyelim peki? Sen anaç tavuk moduna geçince Ömer'e ultimatomlar verdiğinde Ömer'in seni öksüz oğlan bakışıyla seyretmesi peki? Hiç mi anlamıyorsun Defne? Daha n’apsın bu adam? (Ay çok pis gaza geldim.) Tamam denyoluklar yapmadı mı? Yaptı ama her seferinde misliyle telafi etmesini bildi. Hadi Ömer’in aşkını anlamıyorsun, Sinan’ın yürümesini, ay pardon koşmasını  nasıl anlamıyorsun? Neriman İplikçi’nin rahle-i tedrisatından geçiyorsun sözde, nerde hani? Öyle masum masum bakma bize, kırdığın bardaklar bini aştı valla.

Ayyy durun yaaa... Olayları özet geçecektim ama farkım tarzım şekerim. Karakterleri atomlamadan yapamiyciim galiba. Sizlere bu ilk özetliyorumda bölümle paralel giderek karakterlere benim gözümle baktırayım önce, olaylar olaylar kısmını ne zaman olsa yaparız zaten. (Dayanamıyordu. Girizgahın şokunu çıkarıyordu. Çünkü *Seretan hayvanı bütün benliğini ele geçirmişti.)