Evin jurnalcisi Songül, Mümtaz’a elini verdiği gibi kolunu da kaptırdı bu bölüm. Sema’nın bilgisayarında ne var ne yoksa hepsini topladı götürdü Mümtaz’a. Hem de sadece Sadreddin’in kısır olduğunun belgesini almak için. Kâğıt parçasını. Sonra ne oldu, Mümtaz her şeyi aldı ama belge falan vermedi Songül’e?
Buradan şu sonuç çıkıyor: Songül zeki olmayan bir kadın. Kısırlık kanıtı belgeyi alabileceğini düşünüp, o kâğıdın fotokopisinin, en olmadı fotoğrafının çekilebileceğini, onun tek kopya olmayabileceğini filan düşünmedi. Buradan anlıyoruz ki hem zeki değil, hem de bu işler için son derece yeteneksiz ve idmansız. Bundan sonrası için Songül’ün daha çok hata yapacağını, hata yaptıkça batacağını ve sonunda da öldürüleceğini ya da intihar edeceğini kesin olarak söyleyebilirim. İntihar konusu biraz sıkıntılı, zira Songül kendisini de seven biri. Bir de gebelik var tabii. Şimdilik ve sonsuza dek kullanabileceği tek şey karnındaki çocuk, o da düşürmezse veya doğurduğunda çocuk ölmezse. Yoksa Songül, bir mezar taşına dönüşmekten kurtaramaz kendini.
Bu arada hakkını da teslim etmek gerek, Sema’ya üzülmedi ama kendi aptallığı nedeniyle Sadreddin’in hapse girecek olmasına ve kendisinin –eğer doğurmayı becerebilirse- kimden olduğu şimdilik belli olmayan çocuğunu tek başına büyütmek zorunda kalacak oluşuna fena üzüldü. Gördük. Sema’ya, pek üzülmedi, belki de hiç üzülmedi. Bir de hamileler duygusal olur derler! Songül’ün hamile olduğundan emin miyiz sahiden?