Yiğit gitti. Gitmeden önce kızına bir mektup bıraktı. Bundan sonra kalbinin tek sahibi olacak olan tek kişiye… Kalbinin tek sahibi olan kişiye… Yiğit, kızının büyüdüğünü göremeyecek. İlk kelimelerini duyamayacak. İlk adımıyla heyecanlanamayacak. Onu elinden tutup parka götüren ilk kişi olamayacak. Omuzlarına alıp sokaklarda gezdiremeyecek. Önlüğünü giydirip okula götüremeyecek. İlk kelimesini okumasına şahit olamayacak. Kızının ilk aşkı için yüreği pırpır edemeyecek. Ona sarılıp, kokusunu içine çekip “Kızım,” bile diyemeyecek. Yiğit, Elif’i yaşayamayacak. Bir hatıra, bir anı olacak hafızasında… Bazen bir melek kılığında rüyalarına girecek belki de… Ama o kadar işte… Elif, Yiğit’in hayattaki en büyük mağlubiyeti olacak.