Nazlı, babasının hayatı için endişe duymakla o kadar meşgul ki, annesi aklına uzun bir süre gelmiyor. Savaş ona destek olmak için hastaneye geldiğinde geceyi orada bekleyerek geçiriyor. Savaş annesinin yanına gitmesini söylediğinde ise bilmediği her şeye rağmen annesini suçluyor.
Nazlı’nın aksine Selin, annesinin tam yanında yerini alıyor. Gerçeği bilmesinin de etkisiyle annesine destek oluyor, yıllar önce olan ne varsa bildiğini söylüyor. Bu Güneş’i kurtaracak bir unsur olsa da Güneş kızlarının bu yükle yaşamasını istemiyor.
Korkmuş bir Haluk Mertoğlu’na alışkın olmayan Ali, onun bu halini sorguluyor ve baba oğul arasında belki de ilk kez normal bir diyalog yaşanıyor. Yargılar olmadan, kinayeli gülüşlerle taçlandırılamadan, sadece baba oğul oldukları birkaç dakika oluyor kapıda beklerken.
Selin’in yıkılmış halini Ali tutuyor, düşmesin diye, düşerse de kanayan dizlerini biri üflesin diye.