Güneş, Zafer’in üzerine gelmesi sonucu yitirdiği kontrolünün verdiği yetkiye dayanarak meyve bıçağını buluşturuyor Zafer’in bedeniyle. Zafer yerde hareketsiz yatarken bir Mertoğlu olduğunu hatırlayıp Haluk’u arıyor.
Haluk olay yerine gelene kadar çoktan etrafı polisler sarıyor, planı uygulamak için Haluk’un teknesine gelen Nazlı da peşine düşüp olay yerine geldiğinde Güneş’in polisler eşliğinde çıkartıldığını görüyorlar.
Nazlı, yine her zamanki ‘arıza’ hallerine bürünüp tüm suçun Haluk’ta olduğunu haykırırken babasının yanında hastaneye gidiyor. Nazlı’yla empati kurayım, baba özlemi, haklı diyeyim diyorum, yok olmuyor. Annen onca yıl yanındaymış, babanın adı geçince asla iyi anmamış, sen iki günde babanı en iyi tanıyan insan gibi davranıyorsun. Bir dur bir düşün, bir tart aklında ama yok, babam da babam.
Haluk kızları toplayıp her şeyi anlatıyor. Sakin olmaya çalışarak kızlara destek olsa da onun da endişesi yüzünden okunuyor. Cinayete teşebbüs söz konusu bir yerde, endişe bu durumda az kalır.
Peri, Selin’in desteğiyle sakinleşirken, Selin’i telkin eden elbette Ali oluyor. ‘Her şey iyi olacak’ diye fısıltılar eşliğinde sarıp sarmalıyor.