Düğün oldu sonra… Tam bir düğün…
Aynen istedikleri gibi hem halaylı hem horonlu, danslı, eğlenceli, romantik, göbek atmalı. Düğün gibi düğün oldu. Herkes eğlendi coştu. Biz de izlerken biraz olsun unuttuk dünyamızı, oraya gittik biz de, gülümsedik ekran karşısında…
Düğün bitince sıra gelir gelinle damadın ilk gecesi heyecanına… Ayfer’e yüz görümlüğünü taktı Haydar. Sonra tam öpecekken ‘imam!’ dedi kadın. Doğru ya imam nikahı kıyılmamıştı.
Hemen Fatih’i aradı Haydar. Onlar da şu dağ evine gelen imamı alelacele bulup getirdiler. Neyse ki bu iş de halloldu. Artık gelinle damadı yalnız bırakalım dedik, ama bırakamadık. Kapı çaldı. Gelen Türkan’dı. İkna olmamıştı, istemiyordu Ayfer’i. Ama Ayfer öyle bir konuşma yaptı ki kızla, kız sonunda boynuna sarıldı kadının. Olay tatlıya bağlandı.
Dedi ki: ‘Sen sanıyorsun ki baban beni daha cok sevecek. Ama evlat sevgisi gibi olamaz hiçbir şey. Annenin yerini alacağımı sanıyorsun, ama istesem de alamam. Sen mutsuzsan bu iş olmasın, ben hepimiz mutlu olalım istiyorum’… Bu sözlere ve Ayfer gibi samimi bir kadına kim olsa dayanamazdı.