Sabahında karıları onları evde bekliyordu. Önce baya bir haşladılar bunları. Hatta Selin haşlamakla kalmadı, baya baya dövdü Orhan’ı.
Ama neyse ki iş tatlıya bağlandı. Barıştılar ama Selin, bir daha kocasını bu işlerine alet etmemelerini söyledi. Hem de sert bir dille. Herhalde bir daha yapmazlar…
Düğün günü geldi çattı. Herkes kuaförde heyecanla hazırlanırken Türkan çıkıp geldi oraya. Geldi ama pek hoş gelmedi. Ayfer’e dönüp ‘Evlenmenizi istemiyorum, sizde de biraz gurur varsa istenmediğiniz yere gelmezseniz’ deyip çıkıp gitti. Ayfer, yazık ağlayarak eve gitti. Olmayacak bu düğün dedi. Valla ben de üzüldüm kadına, tam mutlu olacak, olmuyor bir türlü, tüh!
Kimse ikna edemedi Ayfer’i odadan çıkması için. Sonunda Haydar geldi. Ayfer O’na kızını ikna etmeden bu iş olmaz deyince Zeynep atladı: Ben hallederim Türkan’ı merak etmeyin…
Buldular kızı. Baban evlenince yalnız kalmaktan korkuyorsun sen diye damardan girdi Zeynep. Sonra da baban ağlıyor kızım mutsuz diye derken kendi de (yalandan) ağlamaya başladı. Ama işe yaradı. Kız ikna oldu…