Kübra ile ilgili ufak bir şey söyleyip geçeceğim: Kübra, “Kalbim böyle çarpacaksa sonunda üzüleceksem üzüleyim,” derken veyahut “Yaşamadığım hiçbir şey kalmasın,” derken Yiğit’in tekinsiz tarafının her zaman farkındaydı. Ama o zaman da, tıpkı şimdi olduğu gibi, önemli olan tek şey kendi arzularıydı. Elif pekâlâ babasını Yiğit bilerek büyüyebilirdi. Ama Kübra, Elif’i bir koz olarak gördüğü için Yiğit’i Elif ile cezalandırmayı seçti. “ ‘Ben’ varsam Elif var, ‘benimle’ olacaksan Elif’le olabilirsin, ‘ben’ yoksam sen ve kızın diye bir şey de yok,” dedi sürekli… Zamanında da “Kızın için ‘benimle’ ol,” diyordu. Kübra pekâlâ kendisine Kılıç kardeşlerden bağımsız bir hayat kurabilirdi. Ama Kübra yıllar boyunca bir adamın, babasının, gölgesinde yaşamaya öylesine alışmıştı ki bir erkeğin yönlendirmesine muhtaç hissediyordu kendisini… Bu sebeple ne Emir’e tam olarak sırtını dönebildi, ne de Yiğit’te vazgeçebildi. Kübra, hiçbir zaman kendi başına var olamadı ve var olamayacak.