Yiğit karakteri inanılmaz yorucu olmaya başladı. Ne zaman ne yapacağı belli olmayan, her güne bambaşka bir kararla uyanan, ne hissettiğini bile anlayamadığımız, güvenilmez bir adam oluverdi. Yeri gelip “Ne bitmez Kübra’ymışsın,” dediği Kübra’nın karşısında ezilip büzülen ama “Kemiklerime kadar âşık oldum,” dediği kadına “Bir rüzgârdı geçti,” diyebilecek kadar fütursuz ve düşüncesiz bir adama dönüştü. Yiğit her zaman sertti, bazen çok ama çok bencildi ama ne istediğini bilen, kararları net, kafası temiz bir adamdı. Ben şu an anlatılan Yiğit’e inanmıyorum, güvenmiyorum. Çünkü eski Yiğit’i tanıyorum ve ben o Yiğit’e kızsam da, sövsem de “kemiklerime kadar” inanıyordum.