Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
Bayağı bayğıa kazanıcam falan sanmış bizim Defo. Bir de itiraf patlatıyor, hayran kalmışmış, içi böyle bir şey olmuş, kızacağına üstüne atlıycakmış nerdeyse, sonra da yine Defo’luğunu yapıyor "Çizmiş işte hayvan gibi," diyerek.
Ay ay ay.. Yandı mı Mr.İplikçi’nin devreleri yine? Yandı yandı. Nasıl da Defne'yi görüp yetişeyim derken yanlış turnikeden geçmeye çalıştı. Nerde kaldı coolluk hey gidi Ömer İplikçi. Dahası Defne'nin kalemi boynuna sürmesinin ardından libidonun tavan yapma hızıyla ışık hızı rahat kapışır. Bir de söylüyor "Yapma şunu. Kafam karışıyor," o sırada Defne’deki bakış da bakış değildi hani. Bunu kullanır bu kız diyordum ki yanılmamışım. Dağ gibi adam eridi be Defo, el insaf.
Sonuçta profesyonelsiniz demek, Ömer Bey gelecek çalışacaksınız. Bunları söyleyip, bütün karşılama çeşitlerini deneyip, karşısında Zeyneb'i gören Defne ve "Sen beni mi bekliyordun,” kıyamam. Daha neler..." diyen Ömer yılın bombası diyecektim ki meğer bu daha başlangıçmış bilemedim. Defne bu durur mu, patlattı bombasını. Eski eski sevgilisiyle yeni eski sevgilisini kanka olmuş halde görünce adama kal geldi. Cidden korktum inme falan inecek diye. Ama yeter mi bu Defne'ye? Yetmeeez. "Monterosso'ya falan mı gitsek böyle üç günlüğüne. Bir gevşeriz, içimiz açılır, enerjimiz değişir," derken aralarında üç karış mesafe bırakmamak suretiyle Ömer'i etkisi altına alıp "Şaka mı yapıyorsun?" diye sordurtup "Tabii ki şaka,cık cık cık" deyip, diğer bombasını da Ömer'in kucağına attı kaçtı.
Önce git Yasemin'e "O kızda bir şey var," de, sonra gel bir de odasında kilitli kalmış Defne'nin kapısını aç. Üstelik utanmadan belini tut ve bırakma, gidince de "Artık böyle yüzü kızaran kadınlar kaldı mı ya ?" de. Ayy kuduruyorum sinirden. Ömer senin o ellerini kırar tamam mı ? Ben ne demiştim geçenki yazımda, demez olaydım. Sakız gibi bu adam neye bulaşsa, kirletene kadar bırakmıyor.
