Yaaaa Sibel'in çocukları bulup Ayşe'ye sarıldıktan sonra; "Özür dilerim kızım dediğim için, kimse duymadı bak!" demesine ağlayan kaç kişiyiz? O kadar içime oturdu ki o an anlatamam. Sibel'i ne kadar sevdiğimi hepiniz biliyorsunuz zaten. Sibel'in önceki bölümlerde Özlem'i Kasım'dan korumaya çalışması harika değil de nedir?
Kadın kadının kurdudur diye bir laf vardır. Ve ben o lafı hiç sevmem. Özlem'in her fırsatta kurt olmaya çalışması bir kenarda bir gerçek olarak dururken, Sibel'in ona kuzuluğu atfederek onu Kâsım kurtundan koruması aslında olması gerekenin resmidir. Sibel üzerinden, alışılagelmiş bu davranış şeklinin kırılmaya çalışılması bile televizyondan kaç kadına ulaşırsa kârdayız.
Gelelim Ayşe'ye; Sibel'e olan kırgınlığını haklı bulduğumu ve Ayşe ne zaman isterse o zaman affetmesi gerektiğini burdan bir çok kere yazdım. Ve tam da olması gerektiği gibi, Ayşe'nin kendi isteği ile oldu bu affetme. Ama ne affetmek! Ciğerlerimi söktüler valla. Sevda ve Ojen sahneyi o kadar güzel o kadar yüksek oynadılar ki ağlamaktan başka ne yapabilirdik bilmiyorum. Yeteneğinize zeval gelmesin.
Ayşe annesi hakkındaki gerçeği haykırırken bu gerçeği zaten bilen Ebru ve Baran'ın birbirlerine sevgiyle baktıkları o kısacık an'a neler yazılmaz ki? Peki Narin'in kendi sırrına da ışık tutan bu haykırışa inanamaz bakışları? Tam da orada, o konağın orta yerinde Ebru ve Baran'ın kavuşmalarını bekliyorum ben artık. Hayalini kurması bile yüreğimi yakıyor. Lütfen, bütün izleyiciler adına yalvarıyorum, artık kavuşturun ana-oğul'u...
Ece ve Mert'in bizi nasıl darmadağın edeceğini düşünüyorum da... Offff offff bizi de sevindirin artik. YETEEHHHHEEERRRRR!!!! Kendal pisliği bile "Oğlum! Mehdi'm!" diye haketmediği halde bebeğini kucaklarken bizim hala ve hala Ebru ve Baran'ın kavuşturulmasını ciğerci kedisi gibi yalvararak beklememiz ZA LİM LİK! :(((