Karagül'de sinir tellerimizin çekilip çekilip bırakıldığı bir sürü hikaye seyrettik. Benim en sevmediğim hikaye sanırım bu Selçuk ve Şahin mevzusu oldu. Teeee ilk sezonda hikayesinin rafa kaldırılıp beklemeye alınmasıyla unutup gittiğimiz bu mevzu'nun geri dönüşlerinin (flashback) 20 bölüm önceden çekilip bekletilmesi ise Karagül'ün senaryosunun (maalesef) yurdum senaristlerinin hep yaptığı gibi kervanı yolda düzerek değil de geniş planlı yazıldığının kanıtı oldu. Tam da Narin'in Ebru'yu vurmasıyla Annesini bile silecek kadar deliren Ada'nın aile ekseni dışına çıkma sınırlarındayken "sen gel bakayım buraya şapşik" der gibi halkaya geri sokulması için yapılması ise tam bir kurgu ve matematik başarısı. Yani seyrederken "bu Selçuk ve Şahin ne halt etmeye geldi şimdi ne gereği vardı?"dememize izin vermediler.
Ultra zenginlik içinde yaşarken birden beş parasız bir şekilde Halfeti konağına düşen Ada'nın, dün yediği hurmaların sırtını tırmalamasını seyrettik. Ki ben Ada'yı aşırı aymaz ve hadsiz bulurum. Daha önce defaatle dediğim gibi senaristlerin karakterlerinin ağzını yüzünü dağıtarak terbiye etmeleri en sevdiğim yanı bu dizinin. Ada ve Maya'nın, Ebru'nun Narin'i affetmesini anlayişla karşılamalarını zaten sağlıklı bulmazdım. Ama Ada'nın bu başına gelenlerin (her ne kadar hikayeye uyuz olsam da) dozu olması gereken yükseklikteydi. Bir musibet bin nasihatten evladır diye bir atasözü var ya hani bence de Ada,tam da bu şekilde terbiye edilmeliydi. Çünkü Ada yapısı itibariyle lafla sözle degil eylemle sakinleştirilebilecek karakterde. He asla hakkını yiyemem, özünde çok iyi bir kalbi var. İstanbul'da zenginlik içinde yetişip komün halinde, bambaşka bir kültürde yaşayan insanların arasına düşmüş olmanın travması da az buz bir şey değil tabii ki. Kendisine sevgiyle uzanan her eli hırçın bir şekilde ısırması herkesi küçük görmesi Ada'nın kötü yanlarıydı. Her defasında küçük gördüğü Ayşe'nin yanına sığınmak zorunda kalarak, "O benim hiçbir şeyim değil," diyerek dışladığı abisinin saniye düşünmeden kendisine siper olması Ada'nın sakinleşip, yalnız bir kuzunun anında kurtlar sofrasına düşeceğini anlamasını sağlamıştır umarım. Yaptığı yanlış seçimlerin başına açtığı bu belaların verdiği zararın neresinden dönerse kardır. Selçuk yanlış bir seçimdi evet ama bunun acısıyla Serdar'ın sevgiyle uzattığı eli de ısırarak geri çevirmeyi de bıraktı mıydı, Ada büyüyor artık dedirtecek bana. Abisinin başına gelecek belalar için endişelenen Ada'yı da yerim bu arada.