Çocukların kaybolduğunu anladıktan sonra endişeden yere göğe sığamayan anne çetesine ne desem az. Narin ve Ebru'nun kankito olmalarına ise kelimenin tam anlamıyla BA YI LI YO RUM. Narin'in Ebru'yu yaraladıktan sonra yaşadığı her şey; inatla iyiliğe yüzünü çevirmesinin karşılığıydı. Artık ak koyun kim, kara koyun kim iyice anlamış oldu. Kendal karşısında geri adım atmayacak Narin'i izlemeyi dört değil on dört gözle bekliyorum. Hele abisinin ölümünden de Kendal'ın sorumlu olduğunu öğrendikten sonra estireceği fırtınayı merakla bekliyorum. Ebru ve Baran'ın birbirlerine akışlarını durduramayacağını anladı artık Narin.
Mehdi ve Kadriye'nin yediği haltın tüm sorumluluğunun Narin'e yüklenmesini acımasızca bulsam da Baran ve Ebru'ya gerçeği söyleyen kişinin başkası olmasını da kesinlikle istemem. Narin'in göğsündeki taşı atıp koca bir "Ohhh!" çektiği anın güzelliği de kimseye yar olmamalı. Ah be Narin, ah be adı güzel; sana saydırdığım günlerden beni bu hallere getirdiğin için sana ne desem az. Bir de bütün korkularından sıyrılıp cesaretle Oğuz'a evet desen daha ne isterim.
Bu arada haftalardır en çok istediğim şeyi de yaptı Narin. Baran'ın oğlu olmadığını söylediği ilk kişinin Oğuz olmasını çok istiyordum, çok şükür istediğim oldu. Ayrıca her fırsatta Oğuz'a içi giderek aşık aşık bakan Narin' i çok seviyorum ulan! Narin söz konusu olunca çenem düşüyor sorry! ;) Anne çetesinin, çocukları kafalarına silahlar dayanmış halde bulup pislikleri sopa manyağı yapmaları içimizin yağlarını eritti tabii.
Emre'yi de artık seviyorum bu arada. Gevşek ve cıvık Emre'nin hikayesi de üzücüymüş. Maya'cığıma sarkabilir, izin veriyorum; ahahaahah.