Şimdi gelelim neticeye, dikenli bir top gibi duran sırra tekrardan, farkındayım çok karıştık. Ben, Ömer'in her şeyi bildiğini düşünmüyorum. Evet, Şükrü Abi'm mektubu neden okudu, nasıl okudu, haddini ne maksatla aştı bu benim de kafamı karıştırıyor. Fakat, Ömer fevri bir karakter. Bunu öğrendiğinde, idrak edeceği bir süre lazımdı ona, bu süreyi yaşamadı. Defne'nin kötü anlarını silmeye kendini adamış bir adam, Defne'sine böyle bir oyun kurmaz, onun canını yakmaz. 5.Bölüm'ün sonudaki otel odasından beri her şeyi biliyor zaten olamaz çünkü Defne kaç kez ağlayarak Ömer'e geldi, Ömer Defne'ye bunu yapamaz, yaparsa içinde taşıdığını söylediği aşkına çok ters olur bu durum. Diyelim Şükrü'den öğrendi, mektubu okudu ya da Fikret anlattı ve Alp'lerle bir maceraya atıldı. Amacı ne olabilir? Oyunu kendisine itiraf ettirmek değil mi? Neden Defne'nin itiraf etmesini zorlaştıracak derecede katı konuşsun ki? "Şebnem'in en başında söylemesi lazımdı, barışmazlar.." yorumunda bulundu çünkü. "Biz böyle bir şeyi aşardık.." demesi gerekirdi. Ömer, böyle bir şey asla başına gelmezmişçesine katı konuşuyor ve Defne'nin arkasından sürekli gülümseyen Ömer'leri görüyoruz biz, Ömer'i ciddi ciddi bir pusuda görmemiz gerekirdi, o zaman Ömer neden gülümsüyor? Ki Defne empati yaptığında çok üzüldü,Defne’sini bu kadar üzgün görmeye dayanabilir mi Ömer? Her şeyi bildiği durumda çok kızgın olması gerekir, bu kadar içten sarılabilir mi Defne’sine?. Ben her türlü şuan için, Ömer’in her şeyi bildiğini ve oyun oynadığını Ömer'e yakıştıramıyorum şahsen, bunu da kendi zekama hakaret olarak görürüm çünkü zamanım alınmış olur ve ben boşu boşuna cendereden cendereye koşmuşumdur. Bu benim için "Yok artık"lık bir durumdur, oldu oldu.. Bir de Defne, “Sen bana nasıl böyle bir şey yaparsın?” diye terketsin hatta Ömer'i, yine haklıyken haksız duruma düşen Ömer İplikçi'ler vol bilmem kaç olsun hatta. Bunu kabul edebileceğimi gerçekten zannetmiyorum..
Gelelim Ömer'in hiçbir şey bilmediği evrene.. Ben bunu da mantıklı bulmuyorum. Hele son noktada, "Her şeyi çözdük.." diyen Ömer'in de, yaratıldığı andaki zekasına bunun da hakaret olduğunu düşünüyorum. Çünkü aşkın da bir yere kadar gözü kördür bence, bir yere kadar.. Bir şeylerden her zaman şüphelenen Ömer gördük, bir şeyleri sorguladı. Sadece, neyi kafasında ne kadar birleştirdi onu bilmiyoruz. Ömer öyle bir karakter ki, ne kimseyle konuşuyor ne de kendi kendine konuşuyor. O yüzden biz de bu adamın içini görmekte zorlanıyoruz. Ömer zeki bir adam diye hiç fikri olmadığı bir konuyu anlayacak değil, müneccim olmakla zeki olmak arasında fark var. Yalnız, bazı şeylerden şüphelenip bir yere kadar bazı şeyleri anlayabilir elbette. Ama bir oyun oynayıp, böyleyken böyle diye oyun kuracak kadar olduğuna inanmak, fazla ütopik benim gözümde. Ayrıca, "Senin yengemle benden sakladığın ne?" diye Defne'ye çat diye sorsa, Defne'ye bi’ kal gelse, daha kolay çözüme ulaşır. Peki Şebnem neden Neriman’a gelsin? Kendi annesi babası nerede? Ben bunun castla alakalı bir şey olduğunu düşünüyorum açıkçası. Ayrıca zaten konu Şebnem ve Alp değildi. Biz “empati” yapacağımız bir konu işledik, yani senaryo gereği bunu Neriman’ın öğrenmesi gerekirdi, hikayede Şebnem’in ailesine ve arkadaşlarına ihtiyacımız yoktu, aslında kendi hikayemizi işliyorduk. Ömer’in karşısında yaşanması gereken duygulardı bizim konumuz.. Ben böyle düşünüyorum^.^
Bugüne kadar Ömer'e verilen ipuçları, Ömer sırrı öğrendiğinde çok da şaşırmayacaktır diye düşünmeme yol açıyor benim. Hani hiç beklemediği bir şey değil ama beklemediği bir şey tabii.. Bir izleyici olarak, mazoşist bir yaklaşım olsada, Ömer'in sırrı öğrenmesini ve yaşayacağı yıkımı görmek istiyorum kalbim kanaya kanaya.. Daha iyi bir ihtimal olarak, belki çoğu kişiye göre hiç ilgi çekici değildir ama, Defne'nin ağlayarak Ömer'e her şeyi anlatmasını isterdim. Böyle bir ana tanık olmak, über duygusal bir sahnede belki dakikalarca kaybolmak da unutamayacağım anlardan biri olurdu. Zaten esas klişe, esas oğlanın olanı biteni başkasından öğrenmesi değil midir? Defne'nin her şeyi anlatması mükemmel bir ters köşe olurdu, hem seyirci hem de karakterler için. Ömer ve Defne beraber ağlarlardı, hepimiz de ağlardık diye düşünüyorum ben naçizane olarak..
Ne olursa olsun, oyundu ya da değildi. Ömer, "Ben buyum," diyerek, dürüstlük şovunu bir kez daha herkesin önünde yaptı. "İnsanın kıskanmamak için kendini zorlayacağı kadar dürüst" bir adama yakışanı yaptı aslında, kendisinin Şebnem'e fikir danışmadan Alp'le konuşmasını ne kadar yanlış bulsam da. Belki de Şebnem'in kaçışlarından, konuşmayacağını anladığı için yapmıştır. Belki de benim inanmadığım ve inanan insanların olduğu oyunun kuralları gereğidir bu. Önemli olan bu değil. Ömer'in bir kez daha kendisinin ne kadar dürüst olduğunu herkese göstermiş olması.. Aslında Ömer belki farkında olarak belki de farkında olmayarak, herkese kocaman bir ders verdi.
Bu kiralık aşk oyununun haddinden fazla uzadığını düşünüyorum artık. Öyle ki, finale de gitsek sezon finaline de gitsek uzadı bu oyun. Katlana katlana büyüdü, artık Ömer affedersen adam değilsin diyeceğimiz yerlere doğru gidiyoruz. İçime sinmeyen başka bir şeyde şu, sırrı bilen herkesin söyleme kısmını Defne'ye bırakmış olmaları. Bu Defne açısından kocaman bir yük, Defne de farkında değil. Sinan ve Necmi bahane olarak her şeyi Defne'ye bıraktıklarını söyleyip de kurtulacak noktadalar da Allah'tan Ömer, Şebnem'e bırakmadı da, aslında farkına varabilseler bir yol göstermeydi o Ömer tarafından, bilinçli ya da bilinçsiz. Neriman'ın Defne'yi gene tehdit etmesini ve Defne'nin bu tehdide gene göz yummasını içimin almadığını söylemek bile istemiyorum. Bir yerlere varmak istiyoruz illaki ama akıbeti o kadar kestiremiyorum ki, umarım Meriç Acemi'nin rotası yüzümüzü gene güldürür. Geçen hafta, her şey olması gerektiği içindi temalı özel bir yazı yazdım. Yaşarken anlamasak da sonra farkına varıyoruz, Defne ve Ömer'in aşkı için bir çok şey.. Bir kaç hafta sonra, bu olanları da kafamızda bir yerlere koyabileceğimize dair umutla bitirmek istiyorum yorumumu. Son söz olarak; bir yalanın üzerine kurulan gelecek gibi gözükse de Defne ve Ömer’in ilişkisi, aslında biliyoruz ki hep gerçekerle inşaa edildi. Aşkla.. Ömer de bunu anlayacaktır.. Alp ve Şebnem ilişkisi için verdiği tepkiler korkutmasın bizleri^.^
Sürç-i lisan ettiysem affola, emeklere sağlık..
Sağlık, sevgi ve umutla kalın.. Cuma akşamı, 8'de star tv'de görüşmek dileğiyle.