Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
İlk tutulduğum an
Sezon: 1 Bölüm: 48

Defne dedi, benden dedi nefret edersin dedi, inandığın her şeyin karşısında bu dedi, inandığın her şeyi alaşağı edecek bir şey bu dedi. Ben de oradaydım gördüm.. Ve über aşkından über zekasını rafa kaldıran Ömer'im İplikçi'm, demedi ki, "Sabah Defne'si, Tatlı Defne'm, aşkım, sevgilim, tamam hallettin geldin falan da, neydi ki o?" Hadi o zaman demedi, ben bir gün konusu açılır da sorar diye beklerken bugün ne dedi? "Çözdük," dedi. Defne'nin bir para meselesi varmış zamanında, saklamış ve çözmüşler. ÇÖZMÜŞLER. Soru bankası mı çözüyorsunuz arkadaşım ne demek çözdük? Çözüm neydi, çözüm emekti, emek neydi, ben neredeyim? Ömer'in çözüm anlayışını, hayat felsefem ediniiiciğim, üzerinde çalışmalara başladım. Ben de burada haftalardır boş boş konuşuyorum, kendisinden bir şey sakladığını bile bile Defne'ye güvendi diyorum. Arif'in Manchester'a attığı golü ararken, Ömer'in o sözlerine denk gelmiş kadar şoke oldum. Kendimden soğudum, Ömer'e de inanılmaz acıyorum, kıyamıyorum, dayanamıyorum. Tüm bunların rüya olmasını ve mümkün mertebe geriye gitmemizi umut ediyorum.

 

Şimdi ben Ömer, "Çok kızardım," diye konuya girişince Defne'nin yanında, "Yapma be ağbiii," şeklinde hafif yükseldim tabii. Hani Defne de  Ömer'den bir şey saklıyor ya, biliyor Ömer de, kavga da söylenmez böylesi diye düşünüyordum. İşte onlar çözmüşler olayı, biz yetmiş milyon yanlış anlamışız. O yüzden Ömer kızardım demekte haklı oluyor kendince. Yani, "Benim başıma gelse mi? Sen yapsan mı? Amaaaaan be Defne ne kızcam yeağğğ" dicek değil sonuçta, kimse demez. Bekara eş boşamak gibi bir şey bu, başına gelmeden bilemez kimse. Ben Ömer'e neden acıdığım kısma geleyim, Şebnem'in Alp'ten sakladığı mevzuya, "BÜYÜK BİR ŞEY," dedi. Büyük puntoyla yazınca bile mesele büyük bir şey olmuyor. Evet sen Defne'den büyük bir şey saklamıyorsun Ömer'im İplikçi'm, Defne de senden büyük bir şey saklamıyor. Büyük bir şey saklasa söylerdi zaten Defne, alt tarafı çok büyük bir şey saklıyor da konu şu an bu değil. Ne de tatlı sarılıyorsunuz birbirinize siz, yeriiiim<3 Şuraya da bir adet, fazla doz empati yapmış Defne çizelim, bakiim çokzel oldu.

Konunun bir yerlerinde Alp geçince, Sinan&Necmi koalisyonu başlıyor, tüm ciddiyetimi kaybediyorum. Anksiyete yapıyor bu durum bende. Hep bi durum tespiti. Dağ evinde de böyleydi, İplikçi Home Party'de de böyleydi, şimdi bu düğün mekanında da böyle. Evet, Defne'den icazet aldınız vermedi, siz de ona bıraktınız ve bu durumu size hatırlatacak bir şeyler yaşadığınızda empati yapıyor ve vicdan azabından ölüyorsunuz. Tamam, anladık biz konuyu zaten, biz anladık konuyu da acaba siz nasıl bir ilerleme kaydetmeyi düşünmektesiniz? Ben Necmi olsam, Defne'yi kurtarmak için, suçsuz olduğunu ispatlamak için gider Ömer'e her şeyi anlatırım. Benim ve karımın başının altından çıkan bu oyunda, köşke ulaşmak adına Defne'nin bir kurban olduğunu, çektiği her çileyi, çaresizliğini anlata anlata bitiremem. Ben Sinan olsam, Defne'yi Yasemin'e ulaşma yolunda bir kurban gibi kullanmaya göz yumduğumu, onu anlatması için kaç kez engellediğimi söylerim. Bir kez engellemiş bile olsam, katlarım durumu yeter ki Defne kurtulsun. Hatta ben Defne'ye aşıktım der, konuyu dağıtırım, Alp aşık olmadığımı gösterdi der, konuyu Şebnem'e getiririm. Şebnem'in de tuzu kuruymuş ama Defne'nin abisini öldüreceklermiş sen düşün der, konuyu noktalarım. Fakat, Necmi ve Sinan ancak ve ancak kendi aralarında konuşmaktan öteye geçemiyorlar işte, hayağtt ağlamaklığğ..

Ömer'im İplikçi'm, sen bir haltı öğrenemedin, Alp öğrensin, en çok o öğrensin evet ama senden mi öğrensin? İnsan bi Şebnem'e gider, bi merhaba der, sinirli sinirli bakar, anlatmaya niyetin var mı bacım diye sorar. Ömer Şebnem'i seviyor da yalanı sevmiyor. Yalan sevmeyişi, her şeyin üstünde zaar. Şimdi Ömer, Şebnem'in ahını öyle bir aldı ki, sırlar bir bir ortaya çıktıkça;  Şebnem, atmışşş yetmişşş seksennn diye göbek atmasa bari. Aldık Şebo'nun ahını, Allah'tan Ömer'den mazlum değil de aheste aheste çıkacak mı diye düşünmüyoruz çok şükür. "Bu durum İso'nun başına gelse.." empatisinden Ömer'in söylemesi gerektiğine kanaat getiren Defne, keşke kendin sustuğun için, işin başka yüzünün de olabileceğini anlatsaydın Ömer'e.. Teslim olmak, senin durumunda olması gereken değildi, İso'ya gelince meselenin anlatılmasına okeysen, o an gidip Ömer'le konuşmalısın, kendi kendine "Bilmeyi hakediyorsun," tespitinde bulunacağına... Ayak üstü Ömer ve Alp bu kadar büyük bir olayı nasıl konuştu anlayan beri gelsin. Sanki, "Kanka bi 50'lik versene, benim cüzdan odada kaldı, şimdi hatuna rezil olmayayım yengemlerin yanında.." diye soruyor, öyle bir rahatlık. Ben Alp olsam, Şebo'dan önce Ömer'e kırılırım. Hakikaten bu nasıl bir rahatlık Ömer'im İplikçi'm? En yakın dostlarından birini, düğün gününde, adamın en mutlu gününde derin yıkımlara gönderirken ancak bu kadar rahat olabilirdin. Sude'nin yaptığı yanlışı Sinan'a söylerken de aynı bu şekilde rahattı. Hadi o Sude'nin dersini alması içindi, Sude'nin anlayacağı dilden konuşuyordu, Şebo sana ne etti Ömer?

1 2 3 4 5
Dilara Pamuk
30/05/2016 10:47
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR