Kara Kale’de ise yeminleriyle boğuşan bir Jon Snow çıkıyor karşımıza. Hep hayalini kurduğunuz iş, hep hayalini kurduğunuz eş, asla reddedemeyeceğiniz bir teklif, içi altın renginde parlayan bir çanta sunuyor Stannis Jon Snow’a: Jon Stark ol ve Winterfell’in başına geç. En büyük arzusu ve en büyük korkusu Jon’un tam da bu aslında. Kalbinin en derinliklerinde tuttuğu en gizli arzu. Ancak onu bağlayan bir yemini var, Gece Gözcüsü olmak için ettiği yemin, Ygritte’le defalarca bozduğu yemin. Dizide şu ana kadar sadakatin ödüllendirildiği tek anı izliyoruz belki de: korkaklıkla suçlanan Sam’in cesareti ve adaletin kör olduğunun yaşayan kanıtı Üstat Aemon’ın oyuyla Jon Snow, soyadını değiştirmek zorunda kalmadan güç ve iktidar sahibi oluyor; bazı unvanlar sadece soy ismiyle kazanılmıyor.

Ama en nihayetinde ikili deliliği yaşayan biziz, izleyenler. Gerçek hayatımıza döneceğimizi bile bile kaptırdığımız üstüne üstlük bizzat içeriğiyle can sıkacak, hatta en büyük vaadi canımızı sıkmak olan bir diziyi izliyoruz. Bronn’un iyimserliğinin, Jon’un yeni konumunun, Jaqen’in geri dönüşünün ters tepeceğini bile bile bu ikili delilik sona ermese diyoruz. Hepimiz için hayırlısını diliyorum.