“Ali benim oğlum değil!’’
Haluk’a DNA raporunu gösterip göstermeyeceği bir kumardı. Yüzde elli elli ihtimal vardı. Ben göstermeyecek demiştim. Göstermedi. Olsundu. Sevilay vardı nasıl olsa. Kendi ağzıyla kendini yakardı. Kurşunu kendine çeviren iki Mavi vardı akşam. Haluk’un yıkılışı, o merdivene çöküşü, gözleri, bakışları, ses tonu. Emre Kınay, İki Aile’den beri favori oyuncularım arasında zaten. Ama onu iyi aile babası rolünde görmeye o kadar alışmışım ki, başlarda, şu karşı köşeden Güneşi Beklerken’deki Cihan Hoca gibi, ağzında düdüğüyle çıkmasını bekliyordum, itiraf ediyorum. Bu algıyı bende yıkan ilk sahne, şüphesiz, Ali’yle ringe çıkıp, baba dedirtmeye çalıştırdığı sahnedir. Dün akşamki o yıkılma sahnesi, pastanın üstündeki kremadır. Ayakta, gururla, sevgiyle ve saygıyla, alkışlar Emre Kınay’a.