"Üzülmeseydi şarkılar..."
Ceyl’an Ertem’in Ah bu şarkıların gözü kör olsun yorumunu dinledikten sonra oradan oraya zıp zıplarken keşfettim ben Ali’yi. Faruk Nafiz Çamlıbel’e ait dizeler çok eskiden vardı ama küçüklükle unutulup, derinlere gitmişti. Çocuk aklı işte, ne anlar Ali’den. İlk dinlediğim günden bu yana her gün bir doz mutlaka dinlerim. Belki de o sebepten, orada Olmazsan olmaz çaldı, benim aklımın duvarlarında bangır bangır Ceyl’an Ertem’in sesinden Ali yankılandı. Bizim Ali orada "Keşke oyunlar oynamasaydık" dedi benim aklım hala Ceylan’ın Ali’sinde. "Kurşunu kahpeye atacağına, kendine çevirdin aman be Ali…" Ah be Ali. Yaman Ali. Aşık Ali. Bedel ödeten Ali. Pişman Ali. Darmaduman Ali. Cesur yürek Ali. Affeden Ali. Affedilmeyi bekleyen Ali. Koca gözlü kızın, uzaydaki mavi gözlü Ali’si. Kaç yüzün var Ali? Daha kaç kırılmışlığın siper sana? Daha kaç parçan var kurşunlaştırdığın? Kırık dökük kaç hikaye saklı o koca yüreğinde?