Kübra, nihayet –umarım- Yiğit’i ardında bıraktı. Biraz kan akıtmak aklını, fikrini yerine getirdi sanırım. Üstelik hayatını da toparlamaya başladı, etrafın da desteğiyle yeni bir iş kurdu, yeni bir hayata adım attı. Artık Kübra’nın geriye bakmasını istemiyorum ben… Yiğit’e verdiği öğüdü kendisi de tutsun lütfen. Yiğit’e “Elif iyi ki bunları anlayacak yaşta değildi,” derken, Elif’in kendi intiharını anlayacak yaşta olmamasına da şükretsin. Yiğit’e “Sen bile isteye girdin bu dünyaya,” derken kendisinin de bir şeyleri bile isteye yaşadığını ve bu yolu kendisinin seçtiğini kabullensin. Ve bundan sonraki her şeyin de, bu zamana kadar olduğu gibi, kendi seçimleri ile şekilleneceğini anlasın. Ona göre çabalasın. Kızı için yaşasın, gereksiz hırsların peşine düşmesin.