Haluk bu durur mu, indiriyor tokatı tüm gözler üzerlerindeyken hem de, herkes şaşkın, herkes endişeli. En çok Selin tabii, en çok Selin.
Ali, çok yemiş o tokadı yüzüne, çocukluğundan bu yana, çok darbe almış ama ilk kez bu kadar göz bakarken bunca insanın içinde böylesine iniyor sevmek için hiç uzanmayan el yanağına. Bu kısımda Haluk beni çileden çıkartıyor, beni benden ediyor, bildiğim tüm hakaretleri şık bir kıyafet gibi üzerinde taşıyor.
Haluk, çözümlemesi zor bir adam, o kadar çok ‘neden’ ile başlayan soru var ki. Hiçbirine cevap bulamıyorum. Neden sevmiyor Ali’yi? Neden böylesine büyük bir öfkesi var kendi kuralları dışında yaşayan herkese? Neden onun sınırlarından biraz çıkılınca gözü dönüyor? Neden?
Ali’nin yanağına inmedi ki o tokat, çocukluğundan kalana indi, cesaretine indi, biraz adamlığına biraz da hiçliğine indi. Şimdi nasıl toparlayacak eksik yanlarını, nasıl iyi biri olacak, nasıl sevecek birini böylesine sevilmemişken?