Yaparken en çok zevk aldığın, senin için en özel işin hangisi?
Benim için en özeli, meslekdaşım Nicolas P. Villarreal’ın Cannes Film Festivali’nde yarışan Pasteurized ve Nieta isimli kısa animasyon filmleri için yaptığım çalışmalardı. Bu projelerde öncü tasarımcı olarak yer aldım. Nieta, Toronto Film Festivali’nden de En İyi Kısa Film ödülünü aldı.
Türkiye’nin çok kültürlülüğünden ilham aldığını, Anadolu’ya büyük bir sevgi beslediğini biliyorum. Neşat Ertaş ve Anadolu abdallarına dair illüstrasyonların da var. Türkiye’ye ait hangi öğelerden besleniyorsun, işlerine nasıl yansıyor bu unsurlar?
Ben de Türkiyede'ki çoğu insan gibi Anadolu kültürüyle büyümüş bir insanım. Türk halk müziği, abdal ve ozan kültürüyle çok yakından ilgileniyorum. Ayrıca tarih konusunda da eski Anadolu uygarlıkları, genel olarak antik Doğu kültürü çok ilgimi çekiyor. Erken dönem Türkiye tarihiyle ilgili bir çok kişisel araştırmalar yapıyorum, çok fazla oranda mitoloji ve geleneksel sanattan ilham alıyorum. Ayrıca Osmanlı'nın diğer kültürleri sentezleyerek olusturduğu tarz kişisel işlerimde yoğun şekilde kendisini gösteriyor.
Artistik yaklaşımımda kültürümden asla kopmamaya, hatta bunu sanatımın bir parçası haline getirmeye calışıyorum her zaman. Unesco’nun “Piri Reis Yılı” ilan ettiği 2013’de katıldığım uluslararası resim yarışmasında birincilik kazandım.
GOT’un ilerki bölümlerinde de işlerini görebilecek miyiz?
Maalesef gizlilik ve telif hakları yüzünden bu konu hakkında da bilgi veremiyorum.